10 Mayıs günü Büyüknohutçu çifti Finike Alacadağ’daki dağ evlerinde ölü olarak bulunmuştu. Büyüknohutçu çiftini öldürdüğünü itiraf eden katil zanlısı Ali Yumaç, savcılığa verdiği ilk ifadede işsiz olduğunu cinayeti para için işlediğini söylemişti. Birçok çevre bu cinayetin katilin itiraf ettiği gibi para için işlenmiş olamayacağı, arkasındaki nedenin farklı olduğunu ifade eden açıklamalarda bulundu. Biz de sitemizden Büyüknohutçu çiftinin ölüm haberini verirken ‘Büyüknohutçu çiftinin öldürülmesinde mermer ocağının sahibinden şüpheleniyor olmamız asılsız değildir’ demiştik.
Bugün Yeşilist sitesinde yer alan “Katilden itiraf!: Çevreci çiftin cinayetinin arkasından kapatılan mermer ocağı çıktı” haberinde yazılanlar hiçbirimizin kuşkularında yanılmadığını gösteriyor.
Ali Ulvi ve Ayşin Büyüknohutçu Alacadağ, Gökçeyaka, Kızılcık ve Adala gibi bölgelerdeki taş ve mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadeleler nedeniyle öldürülmüş. Büyüknohutçu çifti, Toroslar ve Akdeniz Kıyıları Çevre Derneği Taş Ocaklarıyla Mücadele Platformu sözcüsüydü. Finike İlçesi’nde bulunan taş ocaklarına karşı açtığı davalar ve çevreci eylemleriyle adını duyurmuştu. Katil zanlısının verdiği itirafta Büyüknohutçu çiftinin tüm bu faaliyetlerinden dolayı öldürüldüğünü öğreniyoruz.
Yakalanan katil zanlısı Ali Yumaç, savcılıktaki ifadesinde kapatılan bir mermer ocağı firmasını suçladı ve azmettirici olarak gösterdi:
“Mermer ocağında çalışan, adını bilmediğim, 65-70 yaşlarında, siyah cip kullanan, beyaz saçlı, sürekli kirli sakalla gezen, 1.65 boylarında ‘Çirkin’ lakaplı adam 8 Mayıs günü yanıma geldi. Bana ’Cebinde paran var mı?’ dedi. ‘Yok’ dedim. ‘Sana bir iş teklif edeceğim’ dedi. Cebinden 3 bin TL çıkarıp verdi.’Bizim ocak bunlar yüzünden kapandı, sen bunları hallet, şu 3 bin TL’yi al, 47 bin TL’yi de olaydan sonra vereceğim’ dedi. ‘Silah nasıl olacak’ dedim. ‘Silahı kendin bilirsin’ dedi, başka bir şey konuşmadık.”
Sorgusunda evden neden hırsızlık yaptığı da sorulan Yumaç, “bana aynı şahıs ‘Olaya hırsızlık süsü vereceksin, para çalarsan kendine, diğer çaldıklarını da dipsiz kuyuya atacaksın’ dedi” diye konuştu.
Savcılık ifadesinin ardından mahkemeye sevk edilen Yumaç, buradaki ifadesinde ise cinayet öncesi mermer ocağı sahiplerinden silah talep ettiğini, ancak onların vermediğini söyledi:
“Olay akşamı maktullerden erkek olanını öldürme düşüncem belli ölçüde vardı. Ancak eşini öldürme düşüncem yoktu. Olay akşamı erkek maktul bana fener doğrulttu ben de o esnada vurdum. Işığı bir anda bana doğru tutunca panikledim ve tetiğe bastım. Erkek maktul sırt üstü düştü. Sonra kadına da ateş ettim. Onu da öldürdükten sonra kaçtım.”
Ali Ulvi Büyüknohutçu’yu 4 yıldır tanıdığını kaydeden Yumaç, Büyüknohutçu çiftinin evine çay içmeye keşif amaçlı gittiklerini de itiraf etti. Yumaç, “Evi keşfetmem gerekiyordu. Daha sonra eşimle Ali amcanın evine çay içmeye gittik ve keşif amacımı gerçekleştirmiş oldum. ‘Çirkin’ lakaplı kişi 47 bin TL’lik kalan tutarı, cinayetten 3-4 gün sonra getireceğini söyledi. Getireceğim dediği yer mermer ocağıydı” dedi.
Kapitalist rekabetin kızıştığı günümüzde, devletlerin desteği ve teşvikleri ile yerli ve uluslararası şirketlerin doğa varlıklarını sömürüsü artıyor. Bu sömürüye karşı yaşam alanlarını savunan aktivistlere yönelik her türlü baskı ve şiddet mekanizmaları da artıyor. İnsan hakları savunucuları cinayetlerinin yer aldığı Global Witness raporlarında artık çevre aktivistleri de ayrı bir kategori olarak yer almaya başladı. Ali Ulvi ve Ayşin Büyüknohutçu ‘nun öldürülmesinden dolayı büyük bir üzüntü yaşadık. Ailesine, tüm dostlarına, sevenlerine , hepimize sabırlar diliyoruz. Devletler ya da şirketler uyguladıkları tüm şiddet politikalarına rağmen haklı ve yaşamsal önemdeki bu mücadelelerin önüne şimdiye kadar hiçbir yerde geçemediler. Bir daha böyle bir cinayete kimsenin teşebbüs etmemesi için Büyüknohutçu çiftinin katilinin ve azmettiricilerinin yargılanmasını, hak ettikleri cezaları almalarını talep ediyoruz.