Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir bölgede yaşanan kuraklığa karşı uyardı. Demir “Samsun başta olmak üzere ülkemiz çok ciddi kuraklık yaşamakta. Mevcut veriler 2018 yılı içinde sıkıntının devam edeceğini göstermektedir, şu an ülkemizin önemli bölümünde meteorolojik ve hidrolojik kuraklık evresini yaşamaktayız. Bu sürecin devam etmesi halinde bahar aylarında tarımsal kuraklık riski ile karşı karşıyayız” dedi.
Bu yıl görülebilecek tarımsal kuraklığa karşı halka, çiftçilere ve ilgili kurumlara uyarılarda bulunan Demir, 2017’nin meteorolojik açıdan sıkıntılı yıl olduğunu belirtti ve şöyle devam etti:
“Samsun başta olmak üzere ülkemiz çok ciddi kuraklık yaşamakta, mevcut veriler 2018 yılı içinde sıkıntının devam edeceğini göstermektedir, şu an ülkemizin önemli bölümünde meteorolojik ve hidrolojik kuraklık evresini yaşamaktayız. Bu sürecin devam etmesi halinde bahar aylarında tarımsal kuraklık riski ile karşı karşıyayız. Kuraklığın üçüncü evresi olan bu süreç ülkemiz tarımı açısından oldukça önemli ve sıkıntılı geçebilir. Hem yağış rejiminin değişmesi, düşen yağış miktarının azalması, hem de hidrolojik kuraklık dediğimiz su seviyesinin azalmasıyla beraber toprak içindeki toprak suyu miktarı yani bitkinin kullanacağı su miktarının azalması söz konusu. Eğer süreç böyle devam ederse bahar aylarındaki bu riskin Türkiye’de ve dünyanın belirli bölgelerinde bulunduğunu ifade etmek gerekir. Tabii önümüzdeki 2-3 ay içinde düşecek yağış, kar miktarı çok önemli. Ama şu anda ki veriler ister istemez bu noktada halkımızı ve ilgilileri uyarma noktasında bize bir sorumluluk yüklüyor.”
İlkbahar aylarının kritik olduğunu dikkat çeken Demir şu açıklamayı yaptı:
“Özellikle İç Anadolu Bölgesinde buğday gibi tahıl ürünleri açısından, meyveler açısından ciddi anlamda risk unsurlarının bulunduğunu ifade etmekte yarar var. ‘Bu şu anlamada gelmemeli illa bu olacak’ diye bir anlam taşımamalı, sadece şu anki veriler bize bu konuda uyarı yapmayı, tedbir almanın zorunluluğunu ifade etme gereğini ortaya koyuyor. Önümüzdeki süreçte alınacak tedbirler var. Hükümetimizin önderliğinde ulusal bir bilinci geliştirmeli, bir damla suyun bur hayat olduğunun bilinci ile bir bilgilendirme ve tedbirler programı uygulamalıyız. Tarımsal kuraklığa karşı, kısa orta ve uzun vadede tedbirler alınabilir. Öncelikle kısa vadede bu konuda hızlı bir toplumsal duyarlılığı oluşturmamız lazım ve buna bağlı olarak da Türkiye’nin 2018 yılındaki ihtiyaç olan tarım ürünlerinin hem Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından şimdiden sağlanması ve depolanması hem de tarımsal arazilerin kullanımı noktasında da çiftçilerin ve o bölgedeki ilgili kurumların uyarılarak gerekli tedbirin alınması sağlanmalıdır. Suyun bilinçli kullanılmasıyla yaz aylarına daha yararlı su miktarının taşınmasını sağlayabiliriz.”