Kaynak: Radikal, 28 Ocak 2012
Yeni yargı paketinde değiştirilmesi öngörülen 2 madde çevrecilerin kâbusu oldu. Çevrede ‘yürütmeyi durdurma kalkanı’ tarih olacak. Danıştay’ın davalardaki etkisi ise sıfırlanacak.
Yargı hizmetinin etkinleştirilmesi ve yargılama süresinin kısaltılması amacıyla hazırlanan yasa tasarısı, hafta başında Adalet Bakanlığı tarafından Başbakanlık’a gönderildi. Ancak tam adıyla ‘Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’na çevreciler tepkili.
Yeni yargı paketi, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda ‘Yürütmeyi Durdurma’ konusunu düzenleyen 27. maddede bir değişiklik öngörüyor. Bu değişiklikle idari davalarda mahkemelerce yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için ‘davalı idarenin savunmasının beklenmesi’ kuralı getiriliyor.
Çevrecilere göre bu durum örneğin HES davasında mahkemelerin, dava açılır açılmaz yürütmeyi durdurma kararı vermesini engellemiş oluyor. Mahkemelerin işleyişi dikkate alındığında davalı idarenin savunmasının beklenmesi halinde en erken 6 ay ile 1 yıldan önce yürütmeyi durdurma kararı alma olanağı kalmıyor. Bu da bir HES şirketinin inşaata başlayıp bitirmesi için yeterli süreyi kazanması anlamına geliyor.
Beklerken inşaat biter!
Çevreci avukatlar Mehmet Horuş ve Emre Baturay Altınok’a göre idari yürütmeyi durdurma kararları, özellikle çevre davaları için çok önemli. Çünkü HES ya da maden işletmelerinin çevreye zarar vermelerinin mümkün olduğu durumlarda pek çok uygulamanın önü iptal davası açılır açılmaz verilen yürütmeyi durdurma kararları sayesinde kesilmiş oluyor.
Avukat Mehmet Horuş, “Bu madde çıkarsa HES inşaatlarının önü alınmaz hale gelecek. Çünkü mahkeme savunma alana kadar belki de inşaat bitecek ve üretime geçilecek. Bu yasadaki telafisi imkânsız zarar tanımına uyan bir düzenleme olacak” dedi.
HES’ler ‘durdurulamaz’ hale gelecek
Orman Bakanlığı raporuna göre halen Türkiye’de 156 HES faaliyette, 250 HES inşa halinde. Çevrecilere göre tasarı yasalaşırsa, HES inşaatlarına 6 ay-1 yıl boyunca bölgede dilediğini yapma hakkı verilmiş olacak.
Telafisi imkânsız zarara ‘göz yumulacak’
İÜ Orman Fakültesi Çevre ve Orman Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Aydın’a göre, tasarı yasalaşırsa, çevre denetiminde yargının etkisi ‘yok olacak’.
Yürütmeyi durdurma müessesesinin anayasanın 125/1.maddesi ile düzenlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Aydın, “Demokratik hukuk devletinde, iptal davalarını işlevselleştiren ‘yürütmenin durdurulması’ müessesesidir. Zira hukuka aykırı bir işlemin iptalinin uzun zamana yayılması halinde işlem gerçekleştirilmiş ve telafisi imkânsız zararlar doğmuş olabilecektir. Bu da yargı denetiminin anlamını kaybetmesine yol
açacaktır” dedi.
Aydın, yürütmeyi durdurma talep edilen bir yargılamada kararın ortalama 4 ayda (132 gün) verildiğini, yasa tasarısı ile bu sürenin 2 katına kadar uzayabileceğini savundu.
Köprülerin önü mü açılıyor?
Avukat Emre Baturay Altınok aynı yasa paketinde Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde de değişikliğe gidildiğini belirtiyor. Altınok’a göre burada da çevre davaları açısından bir sıkıntı var:
“Mahkeme 24. maddedeki değişiklikle ‘Bakanlıkların düzenleyici işlemlerle ilgili davalarını idare mahkemeleri görsün’ diyorlar. Özellikle imar planları, mesela 3. Köprü’de bakanlık, imar planı yapacak. Buna itiraz için eskiden Danıştay’a dava açılırken artık bu yapılamayacak. Uzman yargıçlar değil idare mahkemelerinde görevli 3 hâkim buna karar verecek. Dolayısıyla hukuki denetim 2 madde ile yumuşatılıyor. Kısacası çevrenin katili bu 2 maddedir.”