Kaynak: Diyarbakır Belediyesi, 24 Mayıs 2012
Hasankeyf üzerinde yapılacak Ilısu Barajı’nın yaşamlarını olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle protesto eden Basralı Su Bedevilerini ağırlayan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, “Suyun barajlarla toplanıp Ortadoğu halklarına bir politik şantaj olarak kullanılmasına şiddetle karşıyız” dedi.Irak’ın Basra kentinde, Dicle Nehri kıyısında yaşayan Su Bedevileri ve Irak Doğa Derneği üyelerinden oluşan bir heyet Baydemir’i ziyaret etti. Doğa Derneği öncülüğünde kente gelen Su Bedevileri, Şattülarap’taki deltada, büyük sazlıkların olduğu alandaki küçük adacıklarda yaşadıklarını, yaşamlarını 5 bin yıldan bu yana balıkçılık, mandacılık yaparak geçirdiklerini söylediler. Bedeviler, Sümerlerden bu yana bozulmayan bu yaşam geleneğinin baraj yapımı nedeniyle tehlikede olduğunu belirttiler. Türkiye ve İran’daki baraj sayısının çok olmasından kaynaklı su seviyesinin düştüğünü ve bu durumun onları direkt etkilediğini aktardılar. Bedeviler, “Eğer Dicle Nehri üzerinde Ilısu gibi büyük barajlar yapılmaya devam ederse su seviyesi daha da düşeceği için orada yaşama şansımız kalmayacak. Ilısu Barajı nasıl sizleri su altında bırakıyorsa bizi de susuz bırakıyor. Farklı şekilde de olsa iki taraf da etkileniyor” dediler.
‘Su kavga değil barış nedeni’
Baydemir de suyun yaşam kaynağı olduğunu ve yaşamı paylaşmak dışında başka çarelerinin olmadığını söyledi. Dicle, Fırat, Zap ve diğer su kaynaklarının; Basra körfezine dökülünceye kadar bu kaynaklar üzerinde yaşayan bütün halkların bu su kaynağının ortak sahibi olduklarını belirterek, “Dicle, Fırat ve bütün su kaynakları Ortadoğu’da yaşayan tüm halklar ve inançlar arasında bir kavga nedeni değil bir barış, birlikte yaşam ve yaşamı paylaşma nedeni olmalıdır” dedi.
‘Suyu arıtarak Dicle’ye veriyoruz’
1 milyona yakın bir nüfusa sahip Diyarbakır’da yılda 64 milyon ton suyu içme suyu olarak temizlediklerini belirten Baydemir, Dicle Nehri’nden alıp kullandıkları bu suyu arıtma tesisinde tekrar temizleyerek nehre geri verdiklerini söyledi. Bu suyun tekrar temizlenmesi için yılda 10 milyon dolar harcama yaptıklarını belirten Baydemir, “Bunun bir tek nedeni var. Dicle Nehri’nden beslenen tüm halklara ve inançlara saygımızın gereğidir” dedi. Su politikasının tek başına Irak, Türk hükümetine bırakılmayacak kadar önemli bir mesele olduğunun altını çizen Baydemir, “Su politikası her iki hükümetten ziyade Dicle ve Fırat havzasında yaşayan halkların yaşamın etkiliyor” diye konuştu.
Konferans ve birlik kurma önerisi
Bedeviler aracılığıyla çağrıda bulunan Baydemir, “Gelin 2012 yılı içerisinde bir konferans yapalım. Dicle ve Fırat havzasında bütün su kaynaklarından etkilenen kentler ve kasabaların temsilcilerinden oluşan ‘Su, yaşam, kardeşlik ve barış’ üzerine bir konferans düzenleyelim” dedi. Baydemir ayrıca Dicle Fırat Havzası Belediyeler Birliği adıyla yine bu havzalardaki tüm şehirlerin belediyelerinden oluşan bir belediyeler birliği oluşturma çağrısında bulundu. Baydemir, “Çünkü bizim yapacağımız çalışmalar hükümetlerin politikalarını daha hızlı değiştirebilir” diye konuştu.
Prensip olarak barajların inşasına karşı olduklarını ifade eden Baydemir, “Suyun barajlarla toplanıp Ortadoğu halklarına bir politik şantaj olarak kullanılmasına şiddetle karşıyız. Dolayısıyla bizim duruşumuz ve bakış açımız hükümetinkinden farklıdır” şeklinde konuştu.