DİHA: 17 Ekim 2012
Su politikalarında köklü bir değişim yaratmak, toplum için su hizmetlerinde kaliteyi arttırmak ve adaleti yerleştirmek, herkesin temel ihtiyaçlarına yetecek miktar ve kalitede suya erişimi sağlamak ve sosyal-ekolojik yıkımların önüne geçmeyi amaçlayan “Su Hakkı Talep Ediyoruz” imza kampanyası başladı.
İSTANBUL – Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu (KEG), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), suyun kamusal bir varlık olduğunu vurgulayarak “Su hakkı anayasal güvence altına alınsın” sloganı ile “Su Hakkı Kampanyası” başlattı. Su politikalarında köklü bir değişim yaratmak, toplum için su hizmetlerinde kaliteyi arttırmak ve adaleti yerleştirmek, herkesin temel ihtiyaçlarına yetecek miktar ve kalitede suya erişimini sağlamak ve sosyal-ekolojik yıkımların önüne geçmenin amaçlandığı kampanya Taksim Hill Otel’de düzenlenen basın toplantısı ile duyuruldu. Moderatörlüğünü Su Hakkı Kampanyası’ndan Nuran Yüce’nin yaptığı toplantıya CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, İstanbul eski Milletvekili Ufuk Uras, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Aktar, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu ve Küresel Eylem Grubu’ndan Şenol Karakaş konuşmacı olarak katıldı.
Nuran Yüce, Türkiye’de egemen sınıfın suya, ekonomik kalkınmanın ve politik baskının bir aracı olarak baktığını; ancak suyun temel bir hak olduğunu hatırlattı. Melda Onur ise günümüzde su denilince akla pet şişelerde suların geldiğini belirterek Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun “Su akar Türk bakar” ve “Su boşa akıyor” gibi açıklamalarının suyun ticarileşmesine zemin hazırladığına dikkat çekti. Onur, HES’lere karşı mücadele eden halkın suyu kutsadıklarını belirterek, “Bölgedeki insanlar bu kültürde yaşayan insanlar. Şimdi o insanların tarlalarını suladıkları suya vana bağlanmak isteniyor” dedi.
‘Suyu biz üretmiyoruz ki’
10 tona kadar suyu Dikili’de ücretsiz hale getirdiği için hakkında dava açılan Belediye Başkanı Osman Özgüven ise, halkın bu konuda tepkisini ortaya koymasının önemini vurguladı. Suları şişelemekle başlayan sürecin gölleri ve göletleri özelleştirmeye kadar vardığına dikkat çeken Özgüven, 10 tona kadar suyu halka ücretsiz verdiklerinde bunun ayrıca bir tasarruf getirdiğine de işaret etti. Özgüven, suyun ön ödemeli hale getirilmesi tartışmalarını ise “Kontörlü sayaç insan hakkını elinizden alır. Kontör bittiği anda su kullanamazsınız” dedi. Özgüven, suyun yüzde 10’luk karla satılmasına ilişkin ise “Suyu, toprağı, havayı biz üretmiyoruz ki” diye konuştu.
‘Ekolojik soykırım’
Ömer Madra ise, küresel ısınmanın bittiği yönündeki yorumların gerçeği yansıtmadığına dikkat çekerek atmosferdeki nem oranının yüzde 5’e yükseldiğini kaydetti. Bunun sellerin habercisi olduğunu belirten Madra, bu durumda temiz su kaynaklarına ulaşımın mümkün olmayacağını belirtti. Madra, “Ekolojik soykırıma doğru gitmekte olduğumuz ortada” değerlendirmesinde bulundu.
Cengiz Aktar da son dönemde kentsel dönüşüm, 3. Köprü Projesi, HES’ler gibi çevre sağlığını gözetmeyen uygulamaların arkasında AKP’nin kalkınma saplantısı olduğunu ifade etti. Aktar, kalkınma adı altında yaratılan tüketim toplumunun ise Başbakan’ın Başkanlık hayalinin temel taşı olduğunu dile getirdi.
Kampanya kapsamında imza.suhakki.org adresinden toplanan imzalar ise Meclis’e iletilecek. DİHA