Kaynak: Gazetevatan, 9 Aralık 2012
Loç Vadisi’ne yapılmak istenen HES inşaatına karşı köylüler, geleneksel sarı yazmalarını takarak seslerini duyuruyor. Mahkeme kararını bekleyen köylülerin tek isteği eskisi gibi yaşamak.
Kastamonu’nun Cide ilçesindeki Loç Vadisi’nde yapımına başlanan ama köylülerin verdiği mücadele ile çalışmalarına ara verilen HES inşaatı ile ilgili olarak mahkemenin vereceği karar bekleniyor. Projeyle ilgili hazırlanan iki bilirkişi raporunun da birbiriyle taban tabana zıt olması nedeniyle köylülerin endişeli bekleyişi sürerken, hayatlarında yolları jandarmadan mahkemeden geçmeyen köylüler, üç yıldır sürdürdükleri mücadeleye rağmen “darp, mala zarar verme, işi engelleme” gibi suçlardan yargılanıyor. Hayatlarında ilk kez jandarmaya ifade veren, mahkemeye çıkan köylüler yaşadıklarına “biz sadece toprağımızı suyumuzu vermiyoruz dedik, suçlu olduk” derken yaşadıklarını anlattılar. Aralarında yaşlı kadınların da olduğu 84 kişiden 27’sinin yargılanmasına geçtiğimiz hafta Cide Asliye Mahkemesi’nde başlandı. Köylüler hakkında “Hakaret, tehdit, mala zarar verme ve çalışma hürriyetini engelleme” gibi suçlardan 6 yıla kadar hapis talep ediliyor. 58 yaşındaki Hatime Taş, kışın İstanbul’da yaşayan çocuklarının yanına geliyor, yazın ise çocuklarıyla torunlarıyla birlikte köyüne gidiyor: “HES inşaatı başlayınca gelip kepçelerini üzerimize sürdüler. Tarlaları, ceviz ve meyve ağaçlarını kökünden söktüler. Sonra da bizden şikayetçi olmuşlar. Yok onları dövmüşüz, sövmüşüz. Biz toprağımızı savunmaktan başka hiçbir şey yapmadık. Ölmeden asla vazgeçmem.” 75 yaşındaki Huriye Ay ise “Toprağımdan ayrılırsam nasıl yaşarım. Rahat bıraksınlar bizi” diyor. 63 yaşındaki Müzeyyen Can’ın anlattıkları da oldukça dramatik: “HES projesiyle köyün yanından geçen derenin kuruyacak. Biz nereden su alacağız, hayvanlar nereden su içecek. Su yoksa, hayat da yok. Benim eşim bunlar yüzünden sinir hastası oldu. Allah izin verirse o HES’i yaptırmayacağız. Son nefesime kadar bu işin peşindeyim. Bu olaylar yüzünden hayatımızda ilk defa jandarmaya gittik, mahkemeye çıktık. Suyumuza kötülük yapanlara karşı geldik diye kötü biz mi olduk? Gerekiyorsa o makinelerin altına yatarım da onları sokmam.”
‘Hukuki karmaşa var’
Yargılanan köylülerin avukatı Yakup Okumuşoğlu, inşaatın 31 Aralık 2010’da ruhsatsız ve imarsız kaçak HES olduğu gerekçesiyle Kastamonu İl Özel İdaresi tarafından mühürlendiğini, 11 Temmuz 2011’de de ÇED iptal kararı açıklandığını söyledi. Ancak bu kararın ardından şirketin dosyayı Danıştay’a götürdüğünü ve 1 Haziran 2012’de Danıştay’ın iptal kararını bozduğunu belirten Avukat Okumuşoğlu, “Yeni bir bilirkişi heyeti oluşturuldu ve yeniden inceleme yapıldı. İkinci rapor 2.5 ay önce geldi ve birinci raporun tam zıttı. Raporda, ‘ulusal ve uluslararası sözleşmelere uyulduğu takdirde, ekolojik dengenin tahribi, çevre bozulması ve yok olmasına neden olmayacağı sonucuna varıldı’ denildi. Bu rapora itiraz ettik. Şimdi her şey mahkemede” diye konuştu.