Kaynak: Timeturk, 6 Ocak 2013
Türkiye’den bir garip HES davası… Isparta ve Antalya sınırlarını kapsayan Yukarı Köprüçay Havzasında yapımı planlanan Kasımlar Barajı ve HES Projesi’ne geçtiğimiz Temmuz ayında verilen ‘ÇED Olumlu’ kararının iptali için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı köylülerin Isparta İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, projeden etkilenecek olan köy ve beldelerin muhtar ve belediye başkanlarının bakanlıktan yana müdahil olmaları şaşkınlık yarattı.
KÖYLÜLER BAKANLIĞA DAVA AÇTI
Biyolojik zenginliği ve bozulmamış doğasıyla dikkat çeken Yukarı Köprüçay Havzası’nda ön inşaat çalışmalarına başlanan Kasımlar Barajı ve HES Projesi’ne verilen ÇED Olumlu kararının iptali istemiyle yöre köylülerince Isparta İdare Mahkemesi’ne açılan davada ilginç bir gelişme yaşandı. Isparta ve Antalya sınırlarını kapsayacak projenin, tarım ve hayvancılığın bitme noktasına gelen bölgenin ekonomisini canlandıracağına ve işsizliği önleyeceğine inanan dört köyün muhtarı ile iki beldenin belediye başkanı, davalı kurum olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yana davaya müdahil olmak için mahkemeye başvurdu.
MUHTARLAR BAKANLIKTAN YANA DAVAYA MÜDAHİL OLDU
Köy tüzel kişilikleri adına davalı yanında davaya katılmak mahkemeye başvuran Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Yeşilbağ köyü Muhtarı Ahmet Hamdi Uçar ile Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Kesme Beldesi Belediye Başkanı Mehmet Kanatsız ve Kasımlar Beldesi Belediye Başkanı Yusuf Karataş’ın yanısıra yine Sütçüler’e bağlı Çukurca Köyü Muhtarı Hasan Şahin, Darıbükü Köyü Muhtarı Mehmet Avcu ve İbişler köyü Muhtarı Hüseyin Uysal’ın dilekçelerinin mahkemece kabul edildiği öğrenildi.
‘HALK YIKIMDAN MEDET UMAR HALE GETİRİLDİ’
Muhtar ve belediye başkanlarının köylülerin açtığı davada bakanlıktan yana müdahil olmaları bölgede şaşkınlık yaratırken, Yukarı Köprüçay Koruma Platformu’ndan yapılan konuyla ilgili açıklamada, bu durum “denize düşen yılana sarılır” özdeyişiyle ifade edildi. Yaşam alanlarının son yirmi yıldır bilinçli olarak insansızlaştırıldığı öne sürülen açıklamada, üretimden koparılan kırsal nüfusun yaşadığı coğrafyanın olanaklarıyla geçimini sürdüremez hale getirildiği belirtilerek, “vadilerinde kısıtlı olanaklarla yaşamını insanımızın elinden son lokması da alınmış, yıkım projelerinden medet umar hale getirilmiştir. Bu yaşananlar bizlere Anadolu’nun kadim tarihinden süzülüp gelen ‘celladına aşık olmak’ deyimini anımsatmaktadır” denildi.
‘HES’LER KATILIMCILIĞI HİÇE SAYIYOR’
Muhtar ve belediye başkanlarının köy tüzel kişilikleri adına bakanlıktan davaya müdahil olmalarının da eleştirildiği açıklamada, bunun için köylülerin tamamının görüşünün alınması gerektiği ancak bu girişimden yöre köylülerinin haberdar olmadığı belirtildi. Ülkenin dört bir yanında yapımı sürdürülen HES projelerinin çoğulculuk ve katılımcılık gibi en temel demokratik adımları hiçe sayarak ilerlediği öne sürülen açıklamada, “yıkımın, yol getireceğine, eskiyen evleri yenileyeceğine ve işssizliğe çözüm üreteceğine inandırılan yöre halkı gerçeği yansıtmayan propagandalarla oyalanarak ülkenin geleceği ile oynanmaktadır” görüşüne yer verildi. (Yusuf Yavuz)
