Kaynak: Hürriyet, Merve Erdil, 7 Mayıs 2013
2. nükleer santral için Japonya ile imzaların atılmasıyla, alım garantisi tartışmalarını gündeme geldi. Nükleer santralda üretilecek elektrik için hem alım, hem fiyat garantisi verilmesi eleştiriliyor. Rüzgar enerjisi yatırımcıları rüzgara 7.5 dolar, nükleere 10-13 dolar cent ödenmesinin yatırımcıyı olumsuz etkileyeceği görüşünde.
SİNOP’a kurulacak 2. nükleer santralda satılan elektrik, devlet tarafından 20 yıl boyunca 11.8 dolar cent fiyatından alınacak. Aynı şekilde Akkuyu santralında üretilen elektriğe de 15 yıl boyunca 12.35 dolar cent alım garantisi uygulanacak. Alım garantisinin “serbest piyasa” politikalarıyla örtüşmediği eleştirisi getirenler var. Öte yandan, yenilenebilir enerji yatırımcıları ise nükleer enerjide uygulanan fiyat politikasının bu sektördeki yatırımları olumsuz yönde etkileyeceği görüşünde. Türkiye’nin en büyük rüzgâr enerjisi yatırımcısı olan Bilgin Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Bilgin, devletin nükleer santralden alınan elektrik için 11-13 dolar cent öderken, rüzgâr santrallarında üretilen elektrik için 7.5 dolar cent ödemesinin yatırımları olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.
SERBEST PİYASA KURALLARI
300 MW kurulu güç ile rüzgâr enerjisinde işletmedeki kurulu güç açısından Türkiye’de ilk sırada yer alan Bilgin Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Bilgin, şunları söyledi: “Türkiye’nin nükleer santral kurmasını olumlu karşılıyorum. Türkiye bu konuda 40 sene kaybetti. Ancak nükleer santralda alım garantisi verilmesi diğer üreticileri sıkıntıya sokabilir. Serbest piyasa açısından tartışılmalı. Nükleer gibi ürettiği elektriği çok rahat satabilecek bir santral türüne 12-13 cent’lik alım garantisi verilmesini çok doğru bulmuyoruz. Örneğin rüzgarda alım garantisi 7.5 cent. Eğer piyasada ihtiyaç daralırsa, bu santraller ürettiği elektriği satamama durumuyla karşı karşıya kalabilir.”
ÜRETİCİ LOBİSİ VAR
2023 için konulan 20 bin MW rüzgar enerjisi hedefinin de şu aşamada çok gerçekçi gözükmediğini dile getiren Bilgin, şöyle devam etti: “Rüzgarın toplam kurulu güç içindeki payı yüzde 3, zorlamayla yüzde 5 olabilir. Türkiye’de iki grup rüzgâr yatırımcılarını ciddi lobi yaparak manipüle etti. Bunlar sürekli olarak rüzgâr enerjisi konusunu pompaladılar. Bunlardan ilki elinde rüzgâr lisansı olan ve bunun ticaretinden ciddi paralar kazanmak isteyenler yani ‘çantacılar’. İkincisi de türbin üreticileri. Türkiye’de türbin üretilmiyor. Bunu satan ve üreten ülke sayısı belli. Kurulan ve kurulması planlanan sahaların geri ödenmesi konusunda bazı endişelerim var.”
300 bin Euro’luk büyük soygun
BİLGİN, rüzgar enerjisi konusundaki deneyimlerini paylaşırken, şu ilginç noktaya dikkat çekti: “Yeni yatırımcılara tavsiyem, işletim ücreti ve servis ücretleri konusunda türbin firmaları ile ön anlaşmalar yaparak, personel eğitimini dahil etmeleri. Çünkü işletme döneminde teknoloji sahibi firmalara bir santral parası daha ödeniyor. Bugün bir dişli kutusunun değiştirilmesi için talep edilen ücret 300 bin Euro’yu bulabiliyor. Tek kelimeyle soygun. Türkiye’de toplam 2 bin 300 MW rüzgar kurulu gücü var. Şu ana kadar Almanya’ya 2.3 milyar Euro para ödendi.”