İstanbul’un suyunu yağmalayanlar
İstanbul susuzluğa teslim oluyor. Son ayda su kesintileri mega kentin pek çok semtinde rutin bir hâl aldı. Kentin su ihtiyacını karşılayan on barajın doluluk oranı ortalama olarak yüzde 20,92’ye kadar indi. Geçen senenin Temmuz ayında ise bu oran yüzde 74,87 idi. Geçen sene de kuraklık vardı ama barajlarda bunun üç katından fazla su mevcuttu.
Çin’de tarım endüstrisi suyu tüketiyor!
Tarım sektörü, dünya genelinde su kaynaklarının kullanıcıları sıralamasında en başta geliyor. Suyu %15 ile %35 arası miktarının tarım sektörü tarafından kullanımı dahi "sürdürülemez" olarak nitelenirken; tüm dünyada tarım sektörü su kaynaklarının ortalama %60'ını tüketiyor. Çin, Amerika'dan sonra tarım için en fazla su tüketen 2. ülke konumunda. Çin'in su hikayesi Türkiye'ninki ile gösterdiği benzerlik açısından da dikkate değer.
Çölleşme yeni savaşlara yol açabilir
Artan tatlı su kıtlığı ve kuraklık, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak, gıda güvenliği, enerji durumu, siyasi istikrar ve barış süreçlerine tehdit oluşturuyor. Önlem alınmazsa suyun petrolden daha değerli bir hale geleceği yakın yakın gelecekte su savaşları bile yaşanabilir.
“Sermayenin hizmetkarları son ütopyamızı zapt etmeye çalışıyor.”
"Sahiller, kullanımın ücretsiz olduğu ve her keseden insanın varlığından memnuniyet duyduğu yerler olarak; kamusal mülkiyetin en açık biçimde tecelli ettiği mekanlardır." Malesef, gerçek hayatta işler böyle yürümüyor. İnsanlar tarafından dokunulmamış bir sahil pek çokları için bir ütopyayı temsil ediyor: ne özel sektöre ne devlete ait bir gri alan.
Waterdrops Belgeseli: Fırtınadan önceki ilk yağmur damlasıyız!
Kamu yararına olan her şey özelleşmekteyken, şimdi de suyun özelleştirilmesi önümüzdeki en önemli tehlikelerden biri. Kaynaklar ve su idareleri, toplumsal sonuçları hesap edilmeden şirketlere satılıyor. Nelly Psarrou tarafından çekilen Waterdrops (Su Damlaları) belgeseli de Yunanistan’da, su kaynakları şirketlere satılan veya kullanılamaz hale getirilerek suyu satın almaya mecbur bırakılan halkların yaşadıklarını ve direnişlerini anlatıyor.
Son Damla: Las Vegas’ın kısmeti Mead Gölü ile iyiye mi kötüye mi gidecek?
Kesin olan şu: Bunlar yeterli olmayacak. Pacific Enstitüsü’nden Gleick'in dediği gibi, "20. yüzyılda kurduğumuz altyapı bize 21. yüzyılda yetmeyecek. Bir şeyleri farklı yapmalıyız." Bunun da maliyeti yüksek olacak. Kentler büyüdükçe, iklim değiştikçe suyun kıymeti daha da artacak ve suyu idare etmek için daha fazla para harcamamız gerekecek. Eninde sonunda su için ödediğimiz bedelin de artması gerekecek. Çünkü su kalmayınca kaç tane tünel yaptığınızın bir anlamı olmuyor.
18 Mayıs, Selanik su referandumu: Tek alternatif özelleştirme değil
Selanikte 1.5 milyon kişiye su ve hıfzısıhha hizmeti sağlayan EYATH'ın özelleştirilmesine karşı gelişen hareketten yeni bir adım: Referandum. Şirketlerin ve şirketleşmiş devletlerin gerçekleştirdiği yağmaya karşı pasif izleyici olmayacağız diyen Selanikliler, "özelleştirme dışında başka bir alternatif yok" nakaratına karşı "birçok alternatif var" diye bağırıyorlar.
Gaz da yıkar!
Gezegenimizde kar uğruna hızla devam eden ekolojik yıkımın Türkiye ve Kürdistanlılar arasında pek bilinmeyen bir boyutu 'kaya gazı'dır. Uluslararası düzeyde 'Fracking' olarak bilinen kaya gazının sömürülmesi, son 3-4 yıldır dünyadaki sosyal hareketler ve bir çok toplumsal kesimler tarafından yoğunca eleştirilmektedir.
Kuraklık mı sürpriz, biz mi şaşkın?
Türkiye'de hemen her sene kuraklık meselesi gündeme gelir. "Kuraklık köylünün belini büktü" diye başlayan haber başlıklarını, filanca köyünde "halk yağmur duasına çıktı" haberleri izler. Bazen bu duaların işe yaradığı da olur, hem de fazlasıyla! Geçtiğimiz Temmuz'da (2013) Ordu'da yapılan yağmur duasından 3 gün sonra sel basması gibi. İşte bir kez daha o bildik "kuraklık gündemi"nin içindeyiz. Kışın ortasına geldik ama tek damla yağış yok. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin dört bir yanında yağış azlığından barajların mevsim normallerinin altında su tuttuğu, bu gidişle ciddi bir susuzluk yaşanacağı haberleri geliyor.
Mavi Topluluklar: Su insan hakkıdır!
Mavi Topluluklar Projesi, Kanadalılar Konseyi ve Kanada Kamu Çalışanları Sendikası'nın (CUPE) oluşturduğu ortak bir girişim. Bu proje, Su İzleme adlı organizasyonun kamusal su hizmetlerini destekleyen ve ambalajlı su endüstrisine karşı çıkan pek çok diğer sivil oluşumla birlikte çalışmasının sonucunda ortaya çıktı.