İndirim beklerken zam!
Ön ödemeli sayaçlar Türkiye’de çok sayıda şehirde uygulamaya konuldu ve birçok yerde ciddi sıkıntılarla karşılaşıldı. Ön ödemeli akıllı su sayaçlarına geçilmesinin arkasında suyun ticari bir meta olarak peşin parayla satılması ve belediyelerin buradan ciddi bir geliri olacağı beklentisi var. Ancak belediyeler yurttaşların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak yerine, onları hizmet satılacak müşteri olarak görmeye bir kez başladı mı, bunun sonu gelmiyor.
Karadeniz’de deniz suyu sıcaklığı artıyor
Küresel iklim değişikliğinin Türkiye’deki göllere ve denizlere olan etkisi artarak sürüyor. Son olarak Karadeniz Bölgesi’nde yağışların az olması ve kışın mevsim normallerinin oldukça üzerinde seyretmesi nedeniyle deniz suyu sıcaklığı da normal seviyenin üzerinde olduğu basında gündemine geldi. Kışın 7-8 derece olması gereken deniz suyu sıcaklığı Samsun’da 11 derecelere kadar çıktı.
Senoz Vadisi’nde HES isyanı sürüyor
Rize’nin Senoz Vadisi’nde daha önce HES’lere karşı açtığı 14 davayı kazanan yöre halkı, vadide yeniden projelendirilen Kayalar HES projesine tepki gösterdi. Vadi çevresindeki 12 köyün muhtarı, projenin yapılacağı alanda toplanıp basın açıklaması yaptı.
Deniz suyu Silifke Ovası’nı tehdit ediyor
Yazın suların azalmasına bağlı olarak deniz suyunun dere yatağına dolduğunu söyleyen mahalle sakinleri, tuzlu suyun tarım arazilerine kadar ulaştığını, Göksu deltasındaki ekili alanlarda toprağı verimsiz hale getirdiğini söylediler.
Susuz bir yılın ardından
Bu yıl üreticiler susuzluk sorunuyla mücadele etti. Yağış az olduğu için Malatya'nın çoğu bölgesinde üreticiler sebze yerine kayısıya su vermek zorunda kaldı. Bu bazı sebzelerin üretiminin azalmasına fiyatlarda artışa yol açabilir.
Trabzon’da kimyasal gübreler suya mı karışıyor?
Su bütün canlılar için vazgeçilmez bir varlık. Bu nedenle suyu etkileyen her şey, insanı da, insan sağlığını da etkiliyor. Son olarak Trabzon’un Düzköy ilçesi Çayırbağı köyünde ölümlerin çoğunluğunun kanser hastalığından kaynaklanması, bölgedeki herkesi tedirgin etmeye başladı ve yapay gübre nedeniyle suya kimyasal madde karıştığı şüphesini uyandırdı.
Küresel su adaleti hareketinin bir parçası olmalıyız
Meselesinin sadece Türkiye’ye özgü olmadığını bilmek gerekiyor. Dünyada derinleşen bir su krizinden, hem iklim değişikliğinin, hem neoliberal politikaların derinleştirdiği bir su krizinden bahsediyoruz. Bunun için de hem dünyada var olan problemin boyutunu anlatan, hem de aşağıdan kolektif olarak önerilen ve hayata geçirilmeye çalışılan çözümleri incelemeliyiz. Aşağıdan küresel su adaleti hareketinin bir parçası olmalıyız.
Musluktan içilebilir su akması ekolojik ve ekonomik bir gereksinim
Avrupa’nın çoğu kentinde musluktan akan suyu sürahiye doldurup masanıza getirip içebilirsiniz. Bu hem ekolojik hem de ekonomik olarak önemli bir adım. Tasarruf dediğimiz şey...
Havzalar arası su transferi büyük bir ekolojik yıkım
Aşırı klorlu suları yurttaşa göndermek doğru bir su politikası değil. Suyun hijyenik hale getirilmesini daha ucuza mal etmek istiyorsanız, klordan önce yapmanız gereken bir dizi başka şey var.
İstanbul susuzlukla karşı karşıya kalabilir
İstanbul’da çok kısa bir zaman içerisinde musluklarımızdan su akamayabilir. Bu birçok kişiye gerçekçi gelmiyor. Ama şunu unutmayın, bu yılın başında Güney Afrika’daki 4 milyonluk Cape Town şehrinde ilk defa tüm şehrin tamamıyla susuzlukla karşı karşıya olduğu haberi düştü önümüze.