Kaynak: CNN Türk, 30 Aralık 2011,
HES’lere karşı mücadele edenler, her gün yeni bir protesto biçimi geliştiriyor. Bu kez de 14 çevreci, dava masraflarını karşılamak için müzik albümü ve belgesel yaptı.
Farklı meslek dallarında yıllarca çalıştıktan sonra, 7 yıl önce Antalya’nın Alakır Vadisi’ne yaptıkları kerpiç evlere yerleşen çevreci grup, yerleştikleri bölgeye Hidroelektrik Santrali (HES) kurulacak olmasının şokunu yaşıyor. Santralin yapılacağı vadinin SİT alanı ilan edilmesi için dava açan 14 çevreci, kamuoyu oluşturmak ve dava masraflarını karşılamak için müzik albümü ve belgesel film yaptı.
Mimar, ekonomist, öğretmen, işletmeci, kimyager, felsefe uzmanı, grafiker, tasarımcı, müzisyen, ressam, halkla ilişkiler uzmanı olarak farklı meslek dallarında yıllarca hizmet veren bir grup çevreci, ‘organik’ bir yaşantı ve ürettiğini tüketen olma hayaliyle 7 yıl önce Antalya’nın Kumluca İlçesi’ne bağlı Kuzca Köyü sınırları içerisindeki Alakır Vadisi’ne gelerek kerpiçten evler yapıp yerleşti. Emre Şimşek, Tuğba Günal, Birhan Erkutlu, Bedia Tülüler, Taner Cesur, Seray Yalçın, Atalay Çokberkit, Melike Doğan, Taylan- Şafak Ünsaloğlu, Ebru Taner, Ertuğrul Küçükbayraktar, Tayfun ve Elif Arığ Guttstadt, toprağı ekip biçerek yaşamlarını burada sürdürmeye başladı.
HES çalışmaları hayallerini yıktı
Alakır Vadisi için planlanan HES projesinin yapımına başlanmasıyla birlikte, çevreci grubun doğayla başbaşa yaşam hayalleri yıkıldı. Doğayla bütünleşebilmek için seçtikleri adrese, kariyerlerini ve ailelerini arkalarında bırakarak kilometrelerce öteden geldiklerini belirten çevreci grup, HES yapılması planlanan Alakır Vadisi’nin devlet tarafından SİT alanı planlamasına dahil edilmesi için Antalya Bölge İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
Dava masrafları için müzik albümü
Dava devam ederken, Alakır sakinleri kamuoyu oluşturmak ve dava masraflarını karşılamak için müzik albümü ve belgesel film yaptı. Grup, çeşitli illerde HES’ler için mücadele veren arkadaş çevrelerindeki müzisyenlerden yardım alarak ve içlerinde müzik çalabilenlerle 2 müzik albümü oluşturdu. İmece usulüyle yapılan albümlerde bandrol almadıkları için zabıtayla araları bozulan ekip, albümleri eski tip büyük bir kayıt aletiyle ve evlerine kurdukları güneş paneli yardımıyla kaydetti. Bedel biçmedikleri albümlerini sokaklarda satmaya başlayan gruba, 5 liradan 200 liraya kadar destek verenler oldu. Grup, biriktirilen 35 bin liranın 30 bin lirasını arazide inceleme yapan bilirkişiye ve tuttukları avukatlara verdi.
“Çoğaltılıp dağıtılması serbesttir”
Aralarından seçtikleri iki kişi tarafından hazırlanan ‘Anadolu’nun İsyanı- Canımızı Veririz Suyumuzu Asla’ adlı belgesel filmde de, köylünün doğa için verdiği mücadele ve HES yapımı sırasında doğaya verilen tahribat görüntülendi. Belgesel film ise internette yayınlanmaya başladıktan sonra 3 gün içinde 200 bin tıklanma sayısına ulaştı.
14 çevrecinin hazırladığı belgesel ve müzik albümlerinin üzerinde ‘Çoğalmasında ve dağılmasında hiçbir sakınca yoktur’ yazısı dikkat çekti.