Kaynak: Hürriyet, 26 Mayıs 2012
SALT’ın, Türkiye’nin modernleşmesini farklı yönleriyle ele alan ‘Modern Denemeler’ serisinin beşinci adımı ‘Aşı’, dün SALT Galata’da açıldı. Araştırmacı ve mimar Aslıhan Demirtaş’ın hazırladığı sergi, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme sürecinin parçası olan baraj yapımı faaliyetlerini inceliyor, onları bitkilerin aşılanma eylemine benzetiyor.
1930’lar Ankarasında çıkan gazeteler, sık sık ‘yeni başkentin modern rekreasyon alanları’ olan deniz ve kıyıları kutlayan makale ve fotoğraflar yayımlıyordu. Çünkü tarıma elverişsiz, kurak bir bozkır olan kent, bu kıyı ve denizlerle donatılmaya başlamıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme projesinin bir parçası olarak kurulmaya başlanan hidrolik altyapı tesislerinin ilk aşaması, Atatürk Orman Çiftliği’nin sulama amaçlı rezervuarları olarak kurulan Karadeniz ve Marmara havuzları ile içme suyu temini için yapılan ‘Ankara’nın Boğaziçisi’si olarak bilinen Çubuk Barajı oldu.
Aslında Ankara bozkırına aktarılan, İstanbul’un kıyı coğrafyasından başkası değildi. Ankara’daki baraj yapım faaliyetlerine hız veren 1930’ların Bayındırlık Bakanlığı, 1950’ler boyunca bölgesel kalkınma planlarını geliştirdi. Birden çok bakanlık ve devlet kurumundan oluşan karmaşık bir makine üretti. Ve tabii ki Ankara prototipi tüm ülkeye aşılandı. Bunun sonucunda, Anadolu ve Doğu Trakya’daki nehir yataklarında devasa ölçekte hidrolik tesisler türemeye başladı.
Bugün Türkiye’de 700’ün üzerinde baraj gölü ve bir o kadar da aşı bulunuyor. Bu bağlamda hazırlanan ‘Modern Denemeler 5: Aşı’ sergisi de, Türkiye’de üretilmiş baraj gölleriyle onların atası olan Ankara ‘kültivar’ları üzerinden hidrolik dokuyu ele alıyor. Albümün içeriğiyse, Ankara’daki ilk örneklerin fotoğraflarıyla Fırat ve Dicle havzalarındaki baraj göllerinin fiziksel maketlerinden oluşuyor. İzleyici, Türkiye’deki tüm göllerin kurumsal arka planıyla coğrafi özellikleri ve kapasiteleri konusunda da bilgilendiriliyor.
BARAJ YAPIMI AŞILAMA GİBİDİR
Sergi vesilesiyle öğrendik ki; aşı yapmak için iki bitki gerekiyor. ‘Anaç’ denilen ilk bitki, kökü için kullanılıyor. Çiçekleri, meyveleri ya da yaprakları için tercih edilen diğer bitkininse sadece dalları kullanılıyor ve buna da ‘kalem’ deniyor. Aşı yapmanın çeşitli yöntemleri var. Ama genel hatlarıyla aşılama, arzulanan genlerin bir anaç bitkiye eklenerek çoğaltılması demek. Devamlılığı sağlanmak istenen bitkiye de ‘kültivar’ deniyor… Ancak aşılama yoluyla meydana gelen birleşme yerleri, hiçbir zaman doğal yolla oluşan eklem yerleri kadar güçlü değil. Dolayısıyla, fiziksel anlamda zayıf noktalar.
Şimdi konumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme sürecini konu edinen bir sergiyken, nasıl oldu da aşı mevzuuna girdik? Çünkü araştırmacı ve mimar Aslıhan Demirtaş, Türkiye’nin modernleşme serüveninin parçası olan baraj yapımını, bitkilerin aşılanması eylemi üzerinden açıklayan bir sergi hazırlamış. Fikrin nereden çıktığını sorduğumuz Demirtaş, bakın ne diyor: “Aşı, bir ağacın dallarının, bir diğerinin dalı yarılarak içine yerleştirme eylemidir. Bir baraj yapıp bir nehrin önünü keserek orada yapay ile doğal arasında duran bir göl yaratmak da böyle bir eylem. Ankara’da Çubuk Barajı ve Atatürk Orman Çiftliği Marmara ve Karadeniz havuzları bu serüvenin ilk aşaması. Çubuk Barajı’na Ankara’nın Boğaziçi deniliyor, içinde kayıklarla geziliyor. Bunu İstanbul doğasının yeni başkente aşısı olarak görüyorum.”
“Barajlar modernizm ikonlarındandır” diyen Aslıhan Demirtaş tüm sanatseverleri; Fırat ve Dicle üzerindeki 42 adet baraj gölünün üç boyutlu temsilleri, baraj göletinde kayık çeken Ankaralıların eski fotoğrafları, Süleyman Demirel’in baraj yapım çalışmaları üzerine düşünceleri ve tüm barajların aile ağacını izlemeye Salt Galata’ya çağırıyor.
BARAJ YAPIM POLİTİKALARI KONUŞULACAK
‘Modern Denemeler 5: Aşı’ sergisi kapsamında DSİ eski Genel Müdürü Müfit Kulen ile Doğa Derneği Bilim Koordinatorü Süreyya İsfendiyaroğlu’nun Türkiye’deki baraj yapım politikalarını ve etkilerini tartışacağı bir buluşma düzenleniyor. 9 Haziran Cumartesi günü saat 15.00’te SALT Galata’da.
FİLM GÖSTERİMLERİ VAR
Rivers and Tides SALT, 3 Haziran Pazar günü Tophane Art Walk gününe özel bir Documentarist gösterimi düzenliyor. Sergi kapsamında gösterilecek ‘Rivers and Tides’ filmi, 2001 yapımı. Yönetmeniyse Thomas Riedelsheimer. Film; buz, taş, yaprak ve tahta ile yaptığı işlerle tanınan açık hava heykeltıraşı Andy Goldsworthy’nin doğada ürettiği geçici işler üzerinden zaman kavramı üzerine düşünüyor. İngilizce gösterilecek filmde Türkçe altyazı bulunacak.
La soif du monde/ Dünyanın susuzluğu Documentarist ve SALT’ın 5 Haziran Salı Dünya Çevre Günü’ne özel düzenlediği film gösteriminde ‘Dünyanın Susuzluğu’ izlenebilir. Tanınmış fotoğrafçı Yann Arthus-Bertrand’ın suya yolculuğunu aktaran filmin çekimleri 20 farklı ülkede yapılmış. Thierry Piantanida ve Baptiste Rouget-Luchaire tarafından çekilen belgesel filmde, dünya nüfusundaki artışa bağlı olarak, suyun gezegendeki en değerli doğal kaynaklardan biri haline gelmesi konu ediliyor.
Ezgi Atabilen