Kaynak: 08Haber, 3 Temmuz 2012
Çoruh Enerji Planı çerçevesinde yapılan hidroelektrik baraj ve santralleri nedeniyle Çoruh Vadisi’ndeki tüm yerleşim yerleri sular altında kaldı.
Kimileri mezarları taşıdı, kimileri de tarihi eserleri kurtarabilmek amacıyla bireysel girişimlerde bulundu.
Artvin Deriner Barajı’nın su tutmasının ardından bu alan içinde bulunan önemli tarihi eserler de sonsuza dek yok olma ile karşı karşıya kaldı. Tarihi eserleri kurtarma gönüllüsü olarak tanınan Zeki Kurt, Tarihi Berta Köprüsü üzerinde en çok etkinlik yapan, köprüyü sürekli medyaya taşıyarak kamuoyu oluşturmaya yoğun çaba sarf edenlerin başında yer aldı. İstanbul Bertalılar Derneği Başkanı Ömer Tabak da bu yönde önemli girişimlerde bulunarak desteğini verdi. Ancak ne yazık ki çıkan sesler, yetkililerin kulağına girmemiş olacak ki, tarihi eserler bir bir sulara, çamurlara gömülmeye devam ediyor. Zeytinlik köyünün karşısında bulunan Artvin’deki tek Selçuklu eseri olan kümbetlerden vadide olanı çoktan sulara gömülürken 150 metre yukarıda bulunan diğer kümbet de sulara gömülmeyi bekliyor.
DESTEK OLAN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Tarihi Berta Köprüsü üzerine asılan 15 metrelik afişte ata mirasımızın kurtarılmasını anlatmaya çalışan Zeki Kurt, “ Bugüne kadar tarihi eserlerimiz için destek veren herkese teşekkür ediyorum. 32. Kafkasör Kültür-Turizm-Sanat Festivali’nde de bu afişi açtım. Orada canlı yayın aracılığıyla yetkilerle bir kere daha sesimiz duyurmaya çalıştım. Ben yetkililere, sanat tarihçilerine, tarihin duayenlerine, vatanını milletini seven değerlerine sahip çıkan herkese sesleniyorum, yalvarıyorum. Gelin bu yanlıştan vazgeçin. Henüz vakit varken. Bunun vebali çok büyüktür. Biz bugün tarihi eserlerimizi gösteren tişörtler giydik. Burada kümbet, Sirya ve Oruçlu camileri, Ferhatlı Köprüsü Berta Köprüsü görülmektedir. Bu tişörtlerle köprünün üstünde gazetecilerle birlikte farkındalık oluşturabilmek amacıyla köyden getirdiğimiz organik yiyeceklerle, bişi, minci, Dutlu köyünden getirdiğimiz dut ile kahvaltımızı yaptık. Bir kere daha gidilen yanlış yola dikkat çektik. Ben konuyu mahkemeye taşıdım. Mahkemeden gelen ibretlik bir cevap var. Buna göre ben Deriner Barajı’nın iptalini istiyormuşum, engellemeye çalışıyormuşum. Ayıptır, yazıktır, günahtır. El insaf diyorum. Tarihi eserlerimizi kurtarın diyorum. Bunun nesri engellemedir?
BİN YILLIK KÜMBET SULARA GÖMÜLDÜ SIRA BERTA VE FERHATLI KÖPRÜSÜ’NDE Mİ?
Tarihi Berta Köprüsü de tıpkı 1000 yıllık kümbet gibi sulara gömüleceği günleri bekleyedursun Türkiye’nin en yüksek barajı olan Deriner’in su tutmasıyla da geri sayım başladığına dikkat çeken Kurt, son çırpınışlar, son şanslar olarak nitelediği 1 Temmuz 2012 Pazar günü köprü üstünde medya mensuplarıyla yapılan organik kahvaltı oldu. Kahvaltının bahane, köprünün son durumunun anlatılmasının amaç olduğu organizasyon nedeniyle basın mensuplarına bir açıklamada bulunan aktivist Zeki Kurt şunları söyledi;
YOL İNŞAATLARINDAN ÇIKAN HAFRİYATLAR HEP VADİYE ATILDI. BU BİLE
KÖPRÜNÜN ANINDA ÇAMURLARIN İÇİNE BULANMASINA FAZLASIYLA YETER!
“ Şu an üstünde bulunduğumuz Tarihi Köprü ne yazık ki Deriner Barajı sularının altında kalacak. Köprüyü kurtarabilmek için çok yoğun çaba harcadık. Çalmadık kapı bırakmadık. Ankara-İstanbul- Artvin üçgeninde mekik dokuduk. Kapılardan kovulduğumuz oldu. Bacadan girdiğimiz oldu. Her şeyimiz ile bu eserlerin kurtarılması için seferber olduk. Ama netice de bu nadide tarihin sular altına bırakılması ve orada korunması yönünde karar çıktı. Bakmasın su altında koruma diye bir şey yok. Öyle olsa bile şu vadiye yol inşaatları dolayısıyla boşaltılan hafriyatı görüyor musunuz? Sadece bunlar bile su tutulduktan sonra vadiye indiğinde köprüyü yok etmeye yeter! Asılında Tarihi Berta Köprüsü mezara gömülüyor. Önce tadilat yapacaklarmış, sonra da suyun altında koruma. Buna kim inanır ki? Rize Bölge İdare Mahkemesine dava açtım. Tarihi eserlerin kurtarılmasını istedim. Ama öyle Kültür Bakanlığından öyle bir savunma geldi ki akıllara zarar. Ben Barajı durdurmak için yapıyormuşum. Şaşkınlık içindeyim. Buraya gelen basın mensubu arkadaşlarımıza, teşekkür ediyorum.” dedi.
TABAK: “BERTA KÖPRÜSÜ BERTA’YA TAŞINABİLİRDİ!”
İstanbul Bertalılar Derneği Başkanı Ömer Tabak da bu konuda gereken tepkiyi gösterdiklerini, hukuki mücadele verdiklerini söyledi.
Tabak: “ Biz İstanbul Bertalılar Derneği olarak hukuki mücadelemizi verdik. Bu tarihin sular altında kalmaması gerektiğini, adını bizim köyden aldığı için bize verilmesini, köyümüzde buna göre yerin olduğunu söyledik. Biz Ortaköy’de köprümüze yer bulabiliriz. Yerinde yükseltilerek de kazandırılabilirdi. Ama şu ana kadar en küçük bir çalışma yapılmış değil. Maalesef köprüyü kurtarmadıkları gibi suyun altında koruyacaklarını söylüyorlar. Bu imkânsız bir şey… Burada çok büyük çamur oluşacak. Köprümüz yok olacak. Sonuna kadar buna dikkat çekmek amacıyla her etkinliği takip edecek ve katılacağım. Bir sitemim de Artvin halkına, Ortaköy halkına olacak. Burada yeterinde duyarlılık göstermediler. İstanbul’dan yabancı insanlar destek verirken, bizden kimse yok. Bu çok şık bir davranış değildir. Köprünün sulara gömülme nedenidir” dedi.
Tarihi Berta Köprüsü’nü en çok yazan, basına taşıyan 08 Haber gazetesi Başyazarı Sami Özçelik de verilen mücadelenin haklılığının altını çizerek;
“Tarihi Berta Köprüsü bir yakayı diğer bir yakaya bağlayan taştan yapılmış, herhangi bir köprü değildir. Geçmişi geleceğe bağlayan tarihin canlı tanığıdır. Bu kadar yazılar yazıldı, etkinlikler yapıldı. Ne yazık ki duyması gerekenler bu sesi duymadılar. Şimdi diyorlar ki; vadide sular altında kalan tarihi eserler önce onarılacak, ondan sonra da su altında korunmaya bırakacaklarmış.
TARİHİ ESERLERİN KURTARILMASIYLA İLİŞKİN ÜÇ BOYUTLU PROJELER
BİLE YAYINLANDI. AMA KİMSE GÖRMEK, ARAŞTIRMAK İSTEMEDİ!
Allah aşkına bu mantığı çözemiyorum. Maddem bu kadar paranız var onları neden taşımıyorsunuz. Taşları yerinden söküp başka yerlere yapacak kadar ustanız kalmadı mı? İki de bir oradan çıkaramayız dediler. Biz araştırdık çıkabilir, kurtarılabilirdendi. Hatta üçboyutlu projeleri de yayınladık. Ama her ne hikmetse görmek, araştırmak, konuşmak bile istemediler. Kalkmışlar şimdi hem Artvin halkıyla hem de Tarihi Berta Köprüsü’yle adeta dalga geçiyorlar. Neymiş? Onaracaklarmış, muhafazası yapılacakmış sonra su altına yani aslında çamurlara gömecekler! 80 metre çamurda tarihi eser saklıyorlar! Neden? İleride gün yüzüne çıkarmak için kazı mı yapacaklarmış? Neden yeni nesle, geleceğe aktarmak için bir adım atılmıyor? Saçma sapan sözlerle trajik komik projelerle zaman kaybedip duruyorlar. Bunlar insanlık mirasına ait eserlerdir. Nasıl tarihi kiliseler onarılıyor, ışıklandırılıyorsa, bunlara insanlık mirası deniyorsa medeniyetimizin şahidi olan canlı tanık eserlerimizi de geleceğe taşımak zorundasınız. Maalesef bu konuda bir tek adım atılmadığı gibi bir tek çivi kurtarılmamıştır. Ben bugün bize ulaşımda destek olan Artvin’in gerçek sevdalısı, sevenlerinden birisi olan tarihi değerlerimize, kültürümüze her zaman destek olan, sahip çıkan Arma Alışveriş Merkezi sahibi Naci Akın’a teşekkür ediyorum. Ben bir slogan yazmıştım. Herkes Berta Köprüsü’nün bir taşını sahiplensin dedim. Kimseye muhtaç kalmadan kurtarabiliriz. Zaman hızla azalıyor. Belki bu bizim son haykırışımız, son seslenişimiz olacak. Son sözüm hem yerel hem Ankara´daki yetkililere olacak: Siz Berta Köprüsü ve tarihi eserlerimizle alay mı ediyorsunuz? ”dedi.