Sosyal Haklar Derneği, “Dikili sosyal Belediyeceilik yönünde atılmış bir adımdır. Osman Özgüven’i savunmak sosyal haklarımızı talep etmektir” içerikli basın açıklaması yaptı.Suyu 10 m3’e kadar ücretsiz olarak yurttaşlara ulaştırdığı için yargılanan ve beraat eden Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven başka bir dosyada, inandırıcı bulmadığımız bir gerekçe ile inanılmaz bir hızlı yargılama süreci ile hapse mahkum edildi ve sonuç olarak Başkanlık görevi düşürüldü.
Sosyal Haklar Derneği, Osman Özgüven’e uygulanan hukukun emeği ile geçinen yurttaşların yararına olmadığını, Osman Özgüven’in sadece sosyal bir belediyecilik yolunda kararlı adımlar atması, bölgede iktidara yakın şirketlerin altın madeni aramasına karşı çıkması nedeni ile özel bir ilgiye muhatap olduğunu önemle vurgular gerekir
Dikili Belediyesi’nin ve Dikili Belediyesi Başkanı’nın uygulamaları bu topraklarda sosyal bir belediyeciliğe doğru atılmış önemli adımlardandır, Osman Özgüven’in yanında yer almak sosyal bir belediyecilik talebini savunmak ve sosyal hakları talep etmektir.
Bilindiği gibi, Dünya’da kişi başına yıllık su “yoksulluk sınırı” 120 m3 olarak kabul edilmektedir. Pet çok ülkede de su tüketiminin tarifelendirilmesinde daha çok anılan yoksulluk sınırı üzerindeki sınır esas alınmaktadır.
10 m3, bir insanın zorunlu gereksinimi, zorunlu gereksinimi açısından bir alt sınırdır.
Temiz ve içilebilir su, insanın sağlıklı ve insanca yaşamın temel koşuludur. Bu nedenle suya erişim hakkı ya da kısaca su hakkı yaşam hakkının zorunlu bir unsurudur. Bu kapsamda, su hakkı İnsan Hakları Bildirgelerinde ve diğer uluslar arası sözleşmelerde ve iç hukuk metinlerinde bu başlık altında düzenlenmemiş olmasına karşın yaşam hakkını düzenleyen tüm hukuk metinlerinin aynı zamanda su hakkına da güvence altına aldığının kabulü gerekmektedir.
İnsan hakları Evrensel Beyannamesi’nin 3 üncü maddesinde yer alan “Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır” ibaresinin suya erişim hakkını da içerdiğinin kabulü yerinde olacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü de temiz suyun bütün koşullardan bağımsız olarak bireye mutlaka ulaştırılması gereken bir sağlık hizmeti olduğunu belirtmektedir.
“Sağlıklı ve yeterli suya erişim hakkı” temel bir insan hakkı, Anayasa’da ifadesini bulan “sosyal devlet ilkesi” bağlamında devletin bir yükümlülüğüdür.
Anayasa’nın 127 inci maddesi uyarınca, belediyeler, belediye halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuşlardır. Anayasa’nın bu açık hükmü uyarınca belediyelerin temel, öncelikli amacı kamunun gereksinimlerini karşılamak ve yurttaşlarını kamusal hizmet sunmaktır.
Tüm bu hukuki ahval karşısında bir belediye başkanının suyu meta olarak değil bir hak olarak ele alan uygulamaları nedeniyle yargılandıktan sonra ne bizi ne de kamuoyunu ikna etmeyen gerekçelerle görevden alınması kabul edilemez.
Sn. Osman Özgüven’in mahkumiyet kararı, kamusal hizmetleri metalaştıran ama bireysel hakları sadaka kültürü içerisine mahkum eden muhafazakar-neoliberal iktidar anlayışının sosyal belediyecilikle hesaplaşma kararıdır.
Açıklanan nedenlerle, Sosyal Haklar Derneği Osman Özgüven ve Dikili Belediyesi ile dayanışma halinde olduğunu kamuoyuna önemle duyururuz.
Sosyal Haklar Derneği
Yönetim Kurulu