Kaynak: Haberler.com, 27 Şubat 2013
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın köylüsü Av. Remzi Kazmaz, Türkiye genelindeki akarsular üzerine kurulması planlanan 2 bin 400 hidroelektrik santralini (HES) yakından ilgilendiren Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı’nın durdurulması için 550 milletvekiline mektup yazdı.
Mektupla birlikte Fırtına Vadisi üzerine kurulmaya çalışılan bir santrale karşı verilen mücadelenin hikayesinin anlatıldığı Vatandaş Mustafa filmini de vekillere gönderen Av. Remzi Kazmaz, “Bu tasarı geçerse Yurttaş Kazım ineğini satıp dava açamayacak, Vatandaş Mustafa Fırtına Vadisi’ndeki santral inşaatını durduramayacak. Doğayı korumak için son çare sizsiniz. Doğa ölüyor. Bunun sorumlusu da siz olursunuz” dedi.
LİSANS İPTALLERİ ORTADAN KALKACAK
Açtığı davalarla derelerdeki HES’lerin yürütmesini durduran ve Derelerin Avukatı olarak bilinen Remzi Kazmaz mektubunda; Tasarı’nın ‘Kamu yararı ve Faaliyet durdurma’ başlığı altındaki ‘Geçici 14. madde’ ile artık lisans işlemlerinde hiçbir koşulda iptal durumu oluşmayacağına dikkati çekti. Geçmişte üretim lisansı verilen firmaların belirlenen süre içindeki projelerini bitirmemiş veya hiçbir çalışma yapılmamış olsa dahi lisanslarının devam edeceğini belirten Kazmaz, “Böylece yaşam alanları vadiler, madenler, yeraltı kaynakları, derelerimiz, tarihi ve kültürel varlıklarımız, koruma öncelikli alanlarımız bu yasayla birlikte bakanlığın, siyasi iktidarın inisiyatifinde olacak” diye konuştu.
MAHKEMELERİN YETKİLERİ SINIRLANIYOR
Şu anda derelerde yapılan yanlış uygulamalara sadece mahkemelerin ‘dur’ diyebildiğini ancak geçirilmek istenen tasarıyla yargının da devre dışı kalacağını ileri süren Kazmaz, şöyle devam etti:
“Mahkemeler bu projeleri denetleyebilmek için yürütmeyi durdurma kararı veriyordu. Haliyle yapılan bilirkişi keşifleri ile ilgili kesin sonuç alınıncaya kadar HES firmaları o vadide herhangi bir çalışma yapamıyordu. Bu tasarının yasallaşmasıyla yürütme ve idare 14. Madde gereği “Kamu Yararı” var diyerek mahkeme kararlarını dolaylı olarak etkileyecek ve HES firmasının önünü açacak. O firma zaten mahkemeden karar çıkana kadar yapması gerekenleri bitiriyor ve mahkeme karar verse bile ortada bitmiş yasaya ve hukuka uygun olmayan bir proje oluşuyor. Bu yasa HES’lere af getiriyor, mahkemelerin yetkilerini sınırlıyor.
Bugüne kadar çevreciler, köylüler ve hukukçular bu doğa katliamına karşı mahkemelerde hak ve hukuk mücadelesi yaptı. Birçok HES projesi mahkemeler tarafından iptal edildi veya yürütmeyi durdurma kararı verildi. Mahkemelerin bu adaletli davranışı belli çevrelerde tedirginlik yarattı. Artvin’de, Hopa’da, Fındıklı’da, Fırtına Vadisi’nde, Çayeli Senoz’da, Çataldere’de, Güneysu’da, Rize Askaroz deresinde, Ambarlık’ta, İkizdere’de, Trabzon Çaykara Solaklı Vadisi’nde, Tonya’da, Giresun Keşap’ta, Bulancak’taki HES Projesi mahkeme kararıyla durduruldu.”
BAŞBAKAN’IN KÖYÜNDE BİLE HES’LER İSTENMİYOR
Tasarının geçmesi halinde hiçbir vadide hukukun işlemeyeceğini, yargı kararlarının ve bilimsel raporların dikkate alınmayacağını ifade eden Derelerin Avukatı, mektubunda şu görüşlere yer verdi:
“İneğini satarak dava açan Yurttaş Kazım’ın üstün çabaları ve Rize İdare Mahkemesi’nin verdiği tarihi kararla ileride telafisi olmayacak bir hatadan dönüldü.
TBMM’de bu tasarının yasallaşmasıyla ‘kamu yararı var’ denilerek İkizdere Vadisi, Fındıklı, Fırtına Vadisi gibi sit alanları birer birer kaldırılarak HES firmalarına sunulacak. Bu nedenle her siyasi parti kendi temsilcileriyle bu bölgede yaşanan acı gerçekleri rapor ederek TBMM’de tartışmaya açmalı.
Sayın Başbakan’ın bile bu konularda doğru bilgilendirildiği hususunda şüpheliyim. Sayın Başbakan’ın köyünde bile halk HES’leri istemiyor ve HES’lere karşı dava açılarak durduruldu. Bölge halkının bu direncine karşı HES firmaları doğayı talan etmeye devam ediyor.
Türkiye’nin en çok yağış alan ve en fazla akarsu kaynaklarına sahip olan ili Rize’de içme suyu sıkıntısı yaşanması hemşehrimiz Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı tarafından masaya yatırıldı. HES’ler Rize’nin içme suyunun bir numaralı düşmanıdır. HES’lerin kurulması ile Rize’de su sıkıntısı başladı. İleride bu durumdan Rizeliler’in tek geçim kaynağı Çay da nasibini alacaktır.
Türkiye bir hukuk devleti, çözümün bir parçası da TBMM olmalıdır. Bölgede yaşayan halkın da isteği budur. Saygıdeğer milletvekilleri; doğayı korumak için son çare sizsiniz yoksa doğa ölüyor bunun sorumlusu da siz olursunuz.”