Kaynak: Gerçek Gündem, 21 Haziran 2013
Tortum’da köylülerin yaptığı suç duyurusu sonucu HES şirketi yetkilileri yargılanmaya başlandı.
Ancak buna göz yuman kamu görevlileri soruşturma izni verilmediği için ya da dokunulmazlıkları dolayısıyla yargılanamıyor. Suç; çevreyi kasten kirletmek.
Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine tepkiyle başlayan olaylar, uzun zamandır Türkiye’nin dört bir yanında sürmekte olan çevre mücadelesinin de yansımasıydı. Çevresi hakkında söz sahibi olmak isteyen insanlar kendilerine danışılmadan, fayda/zarar hesapları yapılmadan başlatılan projelere karşı doğalarını korumak için direnişlerine devam ediyorlar.
Gezi Parkı’nda 3-5 ağaç olarak nitelendirilen durum aslında tüm Türkiye’de bütün ormanlarına, bütün vadilerine hunharca giren iş makinalarına karşı bir isyanın sesi oldu. Erzurum İli Tortum İlçesinin Bağbaşı köyünde yaklaşık 3 yıldır çevre için hukuk mücadelesi veriliyor.
2011 yılında HES’e karşı toplanan 1500 köylü, “Canımızı alırsınız, suyumuzu asla”, “Bu yolda öleceğiz ama suyumuzu vermeyeceğiz” sloganları atarak iş makinelerinin köye girmesini engellemişti.
Bağbaşı HES’in iptali için açılan davanın alt mahkemece reddedilmesi üzerine dava Danıştay’a taşınmış, Danıştay son kararında alt mahkemenin kararını bozmuş ve projenin yöredeki yaban hayatını nasıl etkileyeceği, halkın geçim kaynaklarının ne olacağı, balık çiftlikleri ve tarım alanlarının akibeti ve genel olarak çevreye etkileri konusunda yeterli çalışma yapılmadığını belirtmişti. Bunun üzerine köylüler sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Tortum Cumhuriyet Başsavcılığı suç duyurusunu kabul etti ve şirket yöneticileri hakkında soruşturma başlattı. Bu şekilde çevreye zarar veren şirketin yetkilileri hakkında Tortum Asliye Ceza Mahkemesi’nde çevreyi kirlettikleri gerekçesiyle dava açıldı.
ÇED projesini hazırlayan mühendislerden, idari denetimi yapan yetkililere kadar, şu anda açılan yeni davada çevreyi kasıtlı kirletme suçundan şirket yetkilileri sanık olarak yargılanmaya başladı. Köylülerin yaptığı suç duyurusu üzerine; şirket yetkililerinin yanı sıra, Orman ve Su İşleri Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı, Erzurum İl Çevre Müdürü, Erzurum Valisi ve Tortum Kaymakamı hakkında da suç duyurusunda bulunuldu. Kamu görevlileri ve Bakanlar suça ortak olduklarına rağmen soruşturma izni verilmediği için, Bakanlar ise dokunulmazlık gerekçesiyle sanık olarak yargılanamıyor. Ancak Savcılığın yaptırdığı bütün bilirkişi tespitlerinde, gerçek olmayan rakamlarla, sahte verilerle ve hiçbir idari denetim olmaksızın projenin faaliyetine geçilmesine göz yumulduğu için Bakanların suça ortak olduğunu gösteriyor.