“Hes şirketleri ÇED raporunda yazılanları yapmıyor”

Doc.Dr. Mehmet KocabaşKaynak: MedyaTrabzon, 25 Eylül 2013
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Kocabaş, HES şirketlerinin hazırladıkları ÇED raporunda yazılan kurullara uymadığını, derelerin uygun şekilde kullanılmadığını söyledi.

Doğal alabalıkların Türkiye’de çok yaygın bir alanda yaşadıklarını belirten Koçabaş, “Alabalık hemen hemen her su kaynağında kaynak suyu kriterleri olan her suda yaşıyor. Bu balık bulunduğu ortama çok iyi adapte olabiliyor. Mesela beyaz bir kabin içerisinde bu balığı koyun rengi bembeyaza dönüyor. Müthiş bir renk açması oluyor. Kırmızı benekli alabalıklar hangi bölgeden gelmişse karakteristik olarak kalıyor” dedi.

Derelerde yapılan HES’lerin balıkların yukarı ve aşağı geçişleme sistemlerine uyması gerektiğini dile getiren Kocabaş, “Derelerde HES’ler yapılıyor. Balıkların geçişleri için hem yukarı hem de aşağı geçişleme sistemleri olması gerekiyor. Tribünleme sistemine balık mutlaka giriyor. Onun engellemesi için dünyada çalışmalar yapılıyor. Düşük dozda elektrik uygulaması şuan en popüler uygulama. Ama bizim ülkemizde onunla ilgili henüz bir şey yapılmıyor” ifadelerini kullandı.

“HES’LERDE DETAYLI ARAŞTIRMA YOK”

HES projesini denetleyen kişilerin bölgeyi bilmediklerini ve balığı tanımadıklarını kaydeden Kocabaş, “Derede hangi balık yaşıyor HES’de kullanılacak balık geçişi o balığa uygun mu bunları bilmiyorlar. Can suyu bırakılıyor. Ekolojik suyu denetleyen denetleyiciler yeterli olamıyor. Yakın zamanda bunların çok örnekleri oldu. Üreme döneminde gidiyorsun bakıyorsunuz ki can suyu bırakılmamış. Can suyunun tamamı sistemi aktarılmış. Denetleyiciler geleceği zaman can suyu açılıyor. Bu gibi durumlarda balık suya yumurtasını bırakamazsa neslini devam ettiremez. Trabzon’da bir tane uygulama merkezi bunun için yeterli değildir. Bunun geliştirilmesi gerekiyor. İnsanların doğaya karşı saygılı olması gerekiyor. Su kaynaklarının herkes tarafından korunması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“DEREDE DETERJANLA BİRLİKTE BARDAK YIKIYORLAR”

Derelerde deterjanla birlikte mutfak eşyalarının yıkandığını vurgulayan Kocabaş, “Tunceli’de insanlar ‘bu su kutsaldır’ derler, Munzur Çayı için. Orada derenin hemen kenarında insan geliyor bardak yıkıyor deterjanla, hem de gözenin yanında. Şehrin artıkları suya giriyor. Hayvanların üreme alanı ciddi şekilde kirletiliyor. Bu sadece Munzur Çayı’nda değil burada da böyle. Maçka’daki Milli Parklar’da bulunan restoranların kanalizasyonları bu derelere aktarılıyor. Bir ton suyun içerisinde bir damla deterjan damlattığınızda alabalığın spekülasyonu aktif olmuyor. Yani yumurtayı döllemiyor. Döllenmeyen yumurtanın da yaşama şansı kalmıyor. Böyle bir sıkıntı da var” diye konuştu.

“DERELERDE KUM ALINIYOR, DERE KENARLARINA BETON ŞİRKETLERİ KURULUYOR”

Derelerden kontrolsüz bir şekilde kum alındığına dikkat çeken Kocabaş, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Kafamıza göre betonlar döküyoruz. Dereyi buradan alıp karşı yamaca atıyoruz. Niye diye sorduğunda ‘çağın gereği’ diyorlar. Teknoloji gelişiyor ama biz bunların hiçbirine karşı değiliz. Ama saygılı bir şekilde orada bir doğa var, bir akarsu var. Yol yapım çalışması ve HES’le ilgili bir çalışma var dere içerisinde bununla ilgili hazırlanan ÇED raporunda herşey var. Doğa için bütün kurallar yazıyor, ‘gece patlatma yapılmayacak’ diye ama bunlar uygulanmıyor sadece kağıt üzerinde yazıyor. Derelerde kum alınıyor, dere kenarlarına beton şirketleri kuruluyor. Kafamıza göre betonlar döküyoruz.”