Kaynak: Vatan, 3 Mart 2014
Türkiye, son yüzyılın en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Özellikle İstanbul ve çevresinde etkisini hissettiren, normalin 10-12 derece üzerinde seyreden sıcaklık değerleri barajları, dere yataklarını hergeçen gün daha fazla kurutuyor.
Yurtiçi ve yurtdışındaki iklim politikaları üzerine çalışmalarda bulunan Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi İklim Uzmanı Prof.Dr.Levent Kurnaz, yaşanan durumunun küresel iklim değişikliğinden kaynaklandığını söylüyor. BM İklim Rapor çalışmalarına Türkiye’den katkı sunan isimlerden olan Kurnaz, kuraklık ve kış ortasında yaşanan yaz havasının nedenlerini VATAN’a yorumladı…
“30.Enlemin önemi”
“Sahra, Arizona, Kahari ve neredeyse bütün çöllerin tamamı 30.enlemde yeralır. Ekvator çizgisinin olduğu hat ise dünyanın tam ortası olduğundan en çok ısınan yerdir. Ekvator bölgesinde ısınan hava yükselir ve 30.enlem çizgisindeki bölgelerde aşağı düşer. Şayet dünya daha yavaş dönüyor olsaydı ısınan hava 45’inci enlemde düşecekti. Isınan havanın düştüğü enlemde yüksek basınç var demektir. Yer katmanına doğru düşen hava yüksek basıncı oluşturur.”
“Çöl sıcakları Türkiye’ye yaklaşıyor”
“Normalde 30. enlem çizgisinde yeralan bölgelere düşen yüksek basınç 2-3 derece kuzeye doğru yöneldi. İklim değişikliğine neden olan en büyük etken bu yönelim veya kayma. Libya, Kahire, Arabistan hattını etkileyen sıcak hava bize doğru yaklaşmaya devam ediyor.”
“Petrol, kömür, doğalgaz”
“Sıcaklık değerlerindeki artışın en büyük nedeni dünyadaki ısı dengesinin bozulmuş olması. Atmosfer sıcaklığının artması binlerce yıldır varolan dengeleri bozdu. Buna neden olan biz insanlarız. Hızlı nüfus artışı, sera gazı salınımı, ama en önemlisi de karbondioksit gazındaki salınım artışı atmosferin ısı dengesini etkiledi. Kömür, petrol, doğalgaz tüketimi arttıkça atmosfer sıcaklığı arttı ve dünyanın ısı dengesi bozuldu.”
“2035’e kadar ortalama sıcaklık 2 derece artacak”
“Türkiye’nin 1985-2035 yılları arasındaki kıyaslama modelinde yaz ayları için ortama 2 derece sıcaklık artışı söz konusu. BM iklim değişikliği raporunda da bu oranlar vurgulanıyor. İnsanlar 2 derece ortalama sıcaklık artışını normal görüyor ama durumun vehameti çok ciddi boyutlarda.”
“Kuraklığın en büyük nedeni Azor yüksek basıncı”
“İspanya’nın güney batısında Atlas Okyanusu’nun olduğu alanda Azorlar dediğimiz yüksek basınç sistemi bulunuyor. Avrupa’nın en kuzey batısında okyanus ortasındaki İzlanda’da ise alçak basınç sistemi mevcut. Azorlar’da meydana gelen yüksek basınç okyanustaki nemli havayı Kuzey Avrupa’ya doğru iterek yağış bırakıyor. Yüksek basıncın zayıflayıp İzlanda alçak basınç etkisinin artması durumunda yağışlar, Türkiye’nin de olduğu güney oğu Avrupa’ya ilerler.”
“Bize gelecek yağmur Kuzey Avrupa’ya düşüyor”
“İklim değişimine bağlı olarak okyanus suları daha fazla ısınıyor. Yüksek basınç nedeniyle nemli ve yağışlı hava kuzey Avrupa’ya ilerliyor. Almanya, Hollanda, Danimarka, İngiltere ve İskandinav ülkeleri bu kış fazla yağış alıyor.”
“Kuraklık ilerleyen dönemlerde devam edecek”
Uzun vadeli dönemde yüksek basıncın etkisini sürdüreceği tahmin ediliyor. Yaşdığımız kuraklık ve sıcaklık artışı değişik periyotlar olmak üzere süreklilik arz edecek.
“Su denize akıyor”
“Nüfusa göre elimizdeki su yetersiz kalıyor. Temel sorunlardan biri de toplama havzalarının yetersizliği
İstanbul’da dağ taş beton olmuş durumda. Yağmur düştüğü an kanalizasyona gidiyor. Konut yaptıkça düşen yağmur kanalizasyonla denize akıyor. Su havzasına ev yapma sorunu kanalizasyon ve suyun boş yere denize akması demek. Atık su projesi nereye yapılacak. Kanalizasyon ile yağmur suyu alt yapısının ayrıştırılıp.Atık yağmur suyunun değerlendirilmesi gerekiyor.”
“Denizden su arıtma çok zor”
“Denizden su çekip arıtma çok pahalı bir sistem. Yeterli para kaynaklarımız bulunmuyor. Çok pahalı sistemlerden bahsediyoruz. Elimizdeki suyu tedbirli ve düzgün kullanmalıyız.”
“Tarımdaki verim yüzde 30 azalacak”
“A-B-C planı olduğunu söyleyen bürokrasinin bu planların ne olduğunu açıklaması gerekir. ‘2200 yılına kadar su sorunu çözdük’ diyen yönetimin argümanları nelerdir. Bilimsel yaklaşımdan uzak sözler sarfediliyor. Kuraklığa bağlı olarak Türkiye’deki tarım üretiminde yüzde 30’a yakın azalma bekleniyor. Sebze-meyve fiyatlarında yüzde 50 oranında zam kaçınılmaz gözüküyor.”
“GELECEK DÖNEMDE İSTANBUL 50 DERECEYİ BİLE GÖRECEK”
“BM iklim raporları verilerine göre 100 yıl sonra ortalama sıcaklığın 5-6 derece artması bekleniyor. İklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölge ise Türkiye’nin de içinde olduğu Güney Doğu Avrupa. Bunun anlamı geleekte Şubat’ın bazı günlerinde İstanbul’daki sıcaklık 25 derecenin üzerine, bazı Temmuz günlerinde ise 50 dereceye çıkacak. Trabzon, Rize gibi bölgeler bile 45 derecenin üzerinde sıcaklığı görecek.”
“SU KAYNAKLARI YARI YARIYA AZALIYOR”
“BM iklim raporları ve yaptığımız araştırmalarda 2100 yılına kadar Türkiye’nin olduğu bölgede su kaynakları yarı yarıya azalacak. İstanbul’un için özel yasalar çıkartılarak elde kalan mevcut su havzaları ve ormanların mutlaka korunma altına alınması gerekiyor. İstanbul’un her iki yakasında da Kuzey’e yapılacak yerleşim yerlerine yasak getirilmeli. Hatta kuzeydeki bazı bölgeler gerekirse boşaltılmalı.
“ÖNÜMÜZDEKİ KIŞ DAHA SICAK OLACAK”
“Mevcut kuraklık Ekim 2012’de başladı. Eldeki veriler 2015’in çok sıcak olacağını gösteriyor. 2016 için şuan bir öngörü yapılamıyor. Pasifik el-nino hava döngüsünün 2014 sonunda pozitif faza geçmesi bekleniyor. Dünyadaki ortalama sıcaklık daha da artacak. Önümüzdeki kışı çok büyük ihtimalle daha sıcak günlerde geçireceğiz.
“SU SAVAŞI RİSKİ”
“Bugün için yağmur tohumlamasına para yatırmak çok mantıklı değil. Bu şekilde başarıyla uygulanan hiçbir sistem yok. Ayrıca yağmur bulutlarının önünü kesmeniz durumunda uluslar arası su savaşı riskini de göze almış olursunuz. Rusya’ya gidecek yağmur bulutlarını engelleyip Türkiye’ye yağdırmanız durumunda Ruslar kuraklık ve kıtlığa bağlı olarak Türkiye ile savaş noktasına kadar gelebilir. Su savaşları meselesi şaka değil.”
“3 YILDA TÜRKİYE KADAR BUZUL ERİDİ”
Dünyada 1901 ile 2012 yılları arasında iklim sıcaklık değişimi 0.9 derecelik artış yaşandı. Kuzey kutup bölgesinde 2009-2012 yılları arasında Tükiye’nin yüzölçümü kadar buzul kayboldu. Sıcaklık değerlerindeki artışın bir sebebi de buzullardaki erime. Son 100 yılda ise buzul yüzölçümü 12 milyon km’den 5 milyon km’ye düştü. Buzullardaki erime okyanus sularının sıcaklığını ve dolayısıyla yağış rejimini de ciddi biçimde etkiledi.