“İstanbul’un Kadir abisi var”. Denizi ve toprağı çoktandır betonla kaplı İstanbul’un gökyüzü yerel seçimler arifesinde rengârenk bayrakların plastiğine boğuldu. Artık toprak ve denizden sonra gökyüzünü de göremez olduk. Billboardlarda burun deliklerinin içine kadar tanıdığımız, dişlerinin porselen mi kaplama mı olduğuna kadar her türlü detayı bildiğimiz belediye başkanı adaylarının dev fotoğrafları günlük yaşamın kaçınılmaz kâbuslarına dönüştü. Ama tüm bu görsel kirlilikten çok daha vahim olan bir şey var; vaat kirliliği. “Bizim projemiz sizinkini döver” sığlığında devam eden yerel seçim sürecinin başrol oyuncuları elbette ki mevcut hükümetin tüm desteğini arkasına almış veya hali hazırda görevde olan belediye başkanı adayları. İstanbul sahnesinde ise esas oğlan rolünde Kadir abiyi görmekteyiz. Evet, İstanbul’un Kadir abisi var. 60 milyon TL’lik gayri menkulüyle ağabeylik mevkisinden çok daha fazlasını hak ediyor Kadir abi ama işte huyu kurusun mütevazi de…
Ancak vaatleri hiç mütevazi sayılmaz Kadir abinin. Söz konusu İstanbul gibi çetrefilli sorunlar yumağı bir mega kent olunca, çözüm vaatleri de mega olmalı diye düşünenler olabilir elbette. İşte Kadir abi de bu ekolden biri. Çılgınlığın prim yaptığı bir seçim atmosferinde, bitmez tükenmez trafik sorununa deva olsun diye Havaray diye yeni bir çılgın proje ortaya atmış. “Yahu karada ne kadar ray döşediniz ki, havaya geçtiniz?” diye soranlar olacaktır. Abinin muhtemel cevabı “eleştirmekten başka bir şey bilmezsiniz, millet icraata bakar” tadında olacaktır. Ne de olsa koca İstanbul, Kadir abinin oyuncak lego setidir. Kadir abi de diğer iktidar sahipleri gibi “Abi adamlar yiyor ama hizmet de veriyor” toplumsal sanrısını en sağlam şekilde bu janjanlı ve sansasyonel projelerle sürdürdüğünü düşünmektedir.
Yollardaki günlük motorlu araç sayısının 2,5 milyonu bulduğu İstanbul’un büyüyen trafik sorununa gerçek çözümler üretmek yerine yüzer otopark, parkların bahçelerin altına otopark, Taksim Yayalaştırma Projesi ve 3. Köprü gibi özel motorlu araç trafiğini azdıracak tetikleyiciler hayata geçiriliyor. Bunlar trafiği dizginlemek yerine kudurtan, sorunun parçası olan projelerdir. İşte bir yenisi daha ortaya atılmış beklemektedir: Şişhane Okmeydanı Mecidiyeköy Havaray projesi. 11 istasyonlu ve 8,5 km uzunluğundaki Havaray, Şişhane’den başlayıp Kulaksız’dan geçerek Mecidiyeköy’e kadar gidecek bir hat üzerinde planlanıyor. Havaray, Okmeydanı ve Çağlayan’da metrobüsle kesişecekmiş. Mecidiyeköy’de ise yapımı halen devam etmekte olan Mecidiyeköy Mahmutbey metro hattı ve Hacıosman Yenikapı metro hattıyla tekrar birleşerek son bulacakmış.
Belediye başkanlarının atması gereken ilk adım, insanları özel araç kullanmaya iten şartları ve mega kentleri büyüten uygulamaları düzeltme yönünde olmalı. Havaray projesi toplu taşımaya entegre edilecek olmasına rağmen, iktidar pekiştirmeye yönelik teknokratik, janjanlı ve maliyetli bir proje. İmajı içeriğinden kuvvetli olan her proje, çözümü geciktiricidir. Bunlar çözümün değil sorunun parçasıdır.
Vatandaşlar olarak yerel seçimler öncesi belediye başkanlarından bisiklet ve yürüyüş yollarının yapılması, toplu taşıma sistemi ve kapasitesinin geliştirilmesi, özel araç trafiğini kontrol altına alan tek plaka uygulaması gibi vaatler duymak istiyoruz. Zihni sinir, çılgın ve günü kurtarmaya bile yetmeyen çözüm makyajlı boş vaatlerden bıktık. Bu projelerin ekonomik, sosyal ve ekolojik maliyetlerini ödemekten veya gelecek kuşaklara ötelemekten de usandık.
Kadir abi biliyoruz seninkiler gibi gösterişli değil ama bizim de bir önerimiz var, naçizane. Biz o rayı havada değil de karada rica etsek? Hem havalıyı yapan, havasızı daha kolay yapmaz mı? Ya da tersten bir denklem kurup da mı sorsak; karada yapamadığını havada nasıl yapacaksın Kadir abi?
Akgün İlhan
kaynak: marksist.org