Kaynak: Haberciniz, 10 Nisan 2014
Aşırı su çekimi ve kuraklık sebebiyle son 15 yılın en düşük seviyesine ulaşan Sapanca Gölü kenarındaki sazlık yangını büyük bir çevre tahribatına yol açtı. Sakarya ve Kocaeli’nin içme suyu ihtiyacını karşılayan gölün, Arifiye ilçesi kenarında çıkan sazlık yangını yaban hayatını olumsuz etkiledi. 69 kuş türünün üreme ve doğal yaşam alanı kül oldu.
Sapanca Gölü’nün ayrıca göçmen kuşlarının da konakladığı en önemli sulak yerler arasında bulunduğunu belirten Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu, bu yangının ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği ciddi anlamda olumsuz etkileyeceğini söyledi. Yaklaşık 50 dönüm alanda etkili olan yangın Sakarya Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediye itfaiye ekipleri ile Orman Bölge Müdürlüğü’ne ait çok sayıda arazözün dün gece geç saatlere kadar yapılan müdahalesiyle söndürülmüştü. Yangının çıkış sebebinin belirlenmesi için de soruşturma başlatılmıştı.
SAZLIKLAR KUŞLARIN EN ÖNEMLİ ÜREME YERLERİ
Yangının görünenden daha büyük çevre tahribatına yol açtığını kaydeden Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu, Sapanca Gölü kenarındaki sazlık alanların kuşların ve diğer canlıların üreme ve doğal yaşam alanı olduğunu söyledi. Göller ve su sulak alanlar özellikle ekosistem ve biyoçeşitlilik açısından zengin alanlar olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, “Burada kuşlar göz önünde olabilir ama su canlıları açısından yuvalamak için en güvenli alanlar buraları. Böyle bir yangın göldeki ekosistemi ve biyolojik hayatı çok ciddi anlamda etkiler.” dedi.
KUŞLARIN YUVALARI GİTTİ
Bu yangınla kuşların yuvaları ve yaşam alanlarının yok olduğunu, ayrıca bundan göçmen kuşların da etkileneceğini dile getiren Gümrükçüoğlu, “Sazlık ve sulak alanların, bu alanda yaşayan kuşların üreme alanları, güvenli alanları. Kuşların yuvaları gitti. Sulak alanlar aynı zamanda göçmen kuşların da geçiş alanı. Bunun yanında su ile ortak yaşayan diğer canlıların da güvenli alanı. Su içerisinde ışığı gören alanlar. Sığ alanlar olması sebebiyle daha çok canlı türü yaşıyor. Su ile ortak yaşam alanı olan canlılar var. Hepsi için son derece önemli bir alan.” diye konuştu.
Sulak alanların, sazlıkların aynı zamanda doğadaki karbon dengesini korumak ve karbonu tutma açısından son derece önemli alanlar olduğunu vurgulayan Gümrükçüoğlu, şunları kaydetti: “Önümüzdeki dönemde küresel ısınma söz konusu olduğuna ve su problemi yaşayacağımıza göre karbonu tutacak yerlerin azalmaya başladığını düşünürsek sulak alanlar mutlaka korumalı. Çeşitlilik yoksa hayatın sürdürülebilirliği konusunda sorunlar var demektir. Biyoçeşitlilik bu sebeple o kadar kıymetli.”