Urmiye Gölü’nden geriye yüzde 7 kaldı!

urmiye-goluKaynak: ANF, 21 Nisan 2014
Dünyanın en büyük tuzlu sularından biri olan Doğu Kürdistan’daki tarihi Urmiye Gölü, yetkililerin ilgisizliği, sorumsuz politikaları ve doğa talanı nedeniyle kurumakla yüzyüze. İki yıl içinde tamamen yok olabilir. Urmiye Gölü’nü Yaşatma Merkezi Başkanı İsa Kelanteri, göl suyunda sadece yüzde 7’sinin kaldığını söyledi.

İsna haber ajansına göre Urmiye Gölü’nü Yaşatma Merkezi Başkanı İsa Kelanteri, merkez üyeleri ile yaptığı toplantıda Urmiye Gölü’nün bölgesel bir sorun olduğuna dikkat çekti. Kelanteri, göl suyunun sadece yüzde 7’sinin kaldığını belirterek, ciddi tedbirler alınırsa gelecek 10 içinde gölün kurumaktan kurtarılabileceğini söyledi.

Kelanteri, gölün kurumasının nedenlerini, artan tarım faaliyetleri ve göl etrafında hayvan güdülmesine bağladı. Resmi rakamlara göre her yıl bu çevrede 1 milyar dolarlık tarım ürünü elde ediliyor.

Gölün kuruması halinde sadece İran’ın değil tüm bölgenin zarar göreceğini ifade eden Kelanteri, Urmiye, Tebriz ve Sine’de 5 milyon insanın bundan etkileneceğini kaydetti.

Kelanteri, yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından gölü kurtarma ekibinin başına uzman olarak atanmıştı. Ruhani’nin seçim kampanyasında verdiği sözlerden biri de, Urmiye Gölü’nün kurtarılmasıydı. Mevcut politikaları, bu sözünü yerine getirip getirmeyeceği konusunda şüphelere neden oluyor.

TEK SORUMLUSU İNSAN!

Şubat ayında da dünya farklı yerlerinden uzmanları bir araya getiren bir konferansta konuşan Kelanteri, “Ne doğayı ne de kuraklığı kınamayın. Bu durumdan küresel ısınma değil, insanlar sorumludur. Aşırı gereksinimlerimiz ve kötü çevre politikalarımız yüzünden gölü kuruttuk. Şimdi, uyanmamız gerekiyor. Eğer göl kurursa 5 milyon kişinin bölgeyi terk etmesi gerekiyor” dedi.

İKİ YILDA TAMEMEN KURUYACAK

Dünyanın en büyük tuzlu su göllerinden biri olan Urmiye Gölü, geçen yıl içinde suyunun yüzde 80’ini kaybetti. Uzmanlar, gölün bu haliyle 2 yıl içerisinde tamamen yok olmasından endişe ediyor. Buna rağmen çevredeki çiftlikler bu suyu kullanmaya ve bölgesel makamlar baraj inşaat kurmaya devam ediyor.

Şubat ayındaki konferansta konuşan İranlı profesör ve aynı zamanda konferansın organizatörlerinden olan Ali Asgar Siab Kudsi, barajlar ve mevcut durumdaki 30 bin kuyunun haricinde izinsiz 24 bin kuyunun daha kazılmasının göl suyunun azalmasının temel nedenleri arasında olduğunu kaydetmişti.

Yüzde 80’lik azalma, bin kilometre kareden fazla bir alanı kapsıyor. Tuzla kaplı kayalar, önceleri gölün derinliklerinde iken şimdi kurumuş kumların üzerindeki çöl ortasında duruyor. Burası bir zamanlar turistlerin tel güzergahlarından birdi. Ama her şeyden önce telli turna, pelikan ve martıların favori durağıydı.

KÖYLER BOŞALDI

Gölün kurumasıyla yerli halkın iş ve besin kaynağı da ellerinden alınmış oldu. Turistler uğramaz oldu. Göl çevresindeki köylerin yüzde 50’den fazlası boşaldı. Bundan 10 yıl önce, Guvarşingaleh köyünde bin kişi yaşıyordu, şimdi bu köyde sadece 300 kişi var.

İran’ın başka bölgelerindeki göllerde de benzer bir kriz yaşanıyor ancak Urmiye kadar ağır bir durum değil. Uzmanlar, su doğru bir şekilde kullanılmazsa gelecek on yılda ulusal bir felaket yaşanacağı konusunda uyarıyor.

URMİYE GÖLÜ

5 bin 200 km2’lik yüzeyi ile İran’ın en büyük gölü olan Urmiye Gölü, bir köprü ile Tebriz ve Urmiye şehirlerini birbirine bağlıyor. Tuz rezervi bakımından dünyanın ikinci büyük gölü olan Urmiye Gölü, toplam 37 milyar metreküp su içeriyordu. Göl, kuzeyden güneye 135 km, doğudan batıya 18 ila 55 kilometre uzunluğunda, 16 metre derinliğindeydi. Üzerinde 102 ada vardı.

Suyun büyük oranda azalması tuz oranını yükselterek litre başına en az 330 grama çıkarıyor. Ölüdeniz’de bile litre başına ortalama tuz oranı 275 gram olarak ölçülüyor. Çok tuzlu alanlar da bazen göçmen kuşlar açısından tuzak oluşturuyor. Artemilerin (tuzlu suda yaşayan küçük kırmızı canlılar) de bu nedenle suda çoğalmadığı kaydediliyor. Flora (belirli bir bölgedeki bitki örtüsü) ve Fauna (belirli bir bölgedeki yetişen hayvanların tümü) yok olma tehdidi altında. Gölün kuruması biyoçeşitliliği de yok etmesi açısından da doğal bir felakete yol açıyor.