Kaynak: Zaman, 23 Ağustos 2014
Hasat döneminin sonuna gelinirken kuraklık ve don vakasının tarıma faturası netlik kazanıyor. Malatya’da 700 ağaçtan sadece 4 kayısı, Bursa Gemlik’te 2 bin ağaçtan bir kasa zeytin alınabilmesi çiftçinin zararını gözler önüne serdi. Malatya bölgesinin afet kapsamına alınmamasından yakınan çiftçiler, TARSİM’in zararları karşılamadığı için borçlarını ödeyemediğini belirtiyor.
Bu sene yağış, kuraklık ve don olayları bazı illerde ihracatı yapılan temel ürünleri olumsuz etkiledi. Malatya, 2014’e kadar dünya yaş kayısı ihtiyacının yüzde 20’sini, kuru kayısının ise yüzde 70’ini karşılıyordu. Ancak, don ve kuraklık sebebiyle kayısı ağaçlarının yüzde 95’i zarar gördü. Geçen yıl 428 bin 310 ton olan kayısı üretimi bu yıl yaklaşık 46 bin 200 tona geriledi.
Geçen yıla oranla kayısıdaki üretim on kat düştü ve fiyatlara zam olarak yansıdı. En düşük kayısı fiyatının 15 lira olduğu belirtiliyor. Bursa’da ise aşırı yağışlar sebebiyle zeytin ağaçlarının yüzde 80’ine yakını zarar gördü. Çiftçiler, bu seneki hasadın geçen senelere oranla daha düşük olacağını belirtiyor. Bu nedenle zeytin satışındaki maddi zararın en az 250 milyon TL olduğu ifade ediliyor. 55 dönümlük tarlasında toplam 700 kayısı ağacı olduğunu söyleyen çiftçi Mahmud Özdemir, her ağaçtan 150 kilo kayısı alırken, bu yıl sadece 4 tane kayısı aldığını ifade ediyor. Malatya’da 1972’den beri kayısı üreticiliği yapan Özdemir, “Geçen yılki ürünlerden kazandıklarımızla geçimimizi sağlıyoruz. Buna rağmen Malatya bölgesi afet kapsamına alınmadı. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) zararlarımızı karşılamadığı için çok zor durumdayız. TARSİM fakirden değil, zenginden yana. Yoksul çiftçinin TARSİM’e kayıt olmasının bir anlamı olmadığını da böylece anlamış olduk.” diyor. Çiftçilerin çoğunun Tarım Kredi Kooperatifi’ne borcu olduğunu söyleyen kayısı üreticisi İmdat Aydoğdu ise Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın borçların vadesini uzatmasını çözüm olarak görmediğini belirtiyor. Aydoğdu şunları söylüyor: “Mazotu, gübreyi, tohumu her şeyi kooperatiften alıyoruz. Tarlalara her yıl en az 60 bin liralık masraf yapıyoruz. Bu yıl perişan olduk. Devlet yetkililerinden kimse de çıkıp kalıcı çözümler getirmedi. Yaptıkları tek şey borçlarımızın vadesini uzatmak oldu. Para yok elimizde bu borcun vadesini uzatsan ne olur? Devlet resmen çiftçiye kayısı üretimini bırak diyor!”
Malatya’da çözüm olarak yeni pazarlar oluşturulması gerektiğine dikkat çeken ziraat mühendisi Tamer Demirel: “Bakanlıkların, ‘alternatif ürünler ekin’ demesi çözüm değil. Çünkü Malatya’nın öncelikli sorunu tarımsal sulama kanallarına ihtiyacının olması. Elektrik üretiminden çok sulamada kullanılabilecek barajlara ihtiyaç var. Bunlar sağlanırsa soruların azalacağını düşünüyoruz.”
Kanalizasyon suları 50 liraya haraca bağlanıyor
Malatya’nın köylerinde ise hem içme hem de sulama suyunda sıkıntı çekiliyor. Malatya’nın Battalgazi ilçesindeki çiftçiler, tarım alanlarını sulamak için kanalizasyon sularını kullanmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Battalgazi ilçesi Alacakapı mahalle muhtarı Nazif Sayın, “Devlet çiftçiye başka çare bırakmadı. Çiftçiler de kanalizasyon suyunu kullanmak zorunda kalıyor. Bu durumu belediyeler de biliyor fakat yapacak bir şeyleri olmadığı için ses çıkartamıyorlar. Çiftçiler kanalizasyon suyunu da saatini 50 liradan haraçla alıyor. Para vermediğinde su alamıyor.” diyor. Kanalizasyon suyunun hem ağaçlara hem de insan sağlığına zarar verdiğini söyleyen ziraat mühendisi Tamer Demirel, kanalizasyon suyuna bağlı salgın hastalıkların da gün geçtikçe arttığını ifade ediyor.
İnşaata kurban edilen tarım alanları çiftçiyi göçe zorluyor
Bursa’nın Gemlik, Mudanya ve Orhangazi ilçelerinde aşırı yağışlar sebebiyle zeytin üretiminde yüzde 60 ile 80 arasında bir kayıp yaşandığı belirtiliyor. Gemlik Ziraat Odası Başkanı Ali Çelik, zeytindeki kaybın 250 milyon TL civarında olduğunu söylüyor. Gemlik Tarım İlçe Müdürlüğü’nün hazırladığı raporda, zararın güveden kaynaklandığını ve yüzde 30’larda gösterilmeye çalışıldığını söyleyen çiftçiler, bunun doğru olmadığını belirtiyor. Gemlik Ziraat Odası Başkanı Ali Çelik durumu şöyle açıklıyor: “Çiftçi yağışlardan bahçesine giremediği için ilaçlama yapamadı. Tarım İlçe Müdürlüğü de bu zararı güveye bağladı fakat bunun güvelik bir durumu yok. Üreticiye destek olunması lazım yoksa belini doğrultamaz.” Yıllardır Gemlik’te zeytincilik yapan Ali Osman Turhan, Gemlik’teki binlerce zeytin ağacının boş kaldığını ve çiftçinin çok zor durumda olduğunu söylüyor. Turhan, “Bu seneki yağışlar dolayısıyla 2 bin ağaçtan bir kasa zeytin alabildim. Yağmurun ekinlere verdiği zararı TARSİM sigorta kapsamına almıyor. Gemlik çiftçisi borçlarını ödeyemeyecek duruma geldi.” diyor. Ziraat Odası’ndan Mustafa Duran ise Gemlik’teki en önemli zeytinliklerin İstanbul İzmir yol hattı için kesildiğini söylüyor: “145 ile 180 bin arasında zeytin ağacı yok edildi. Yol çalışmalarının durdurulması için elimizden geleni yaptık ama sonuç alamadık.” Gemlik’teki birçok köyden şehre göç olduğuna ifade eden çiftçi Osman Demir, “50 yaşındaki çiftçi dahi artık fazla maliyetleri karşılayamıyor, bir kilo zeytin satıp ancak bir litre mazot alabiliyor, kendini geçindiremiyor bu yüzden çiftçiliği bırakıp, büyük şehirlerdeki fabrikalara çalışmaya gidiyor.” ifadelerini kullanıyor.
HÜLYA AKSU, BETÜL TANRISEVEN MALATYA, BURSA