Kaynak: Milliyet, 29 Ağustos 2014
Türkiye’de yaşanan kuraklık sonrasında azalan su seviyeleri sanayiyi de tehdit ediyor. İçme suyundan daha fazla su tarım ve sanayide kullanılıyor. Kuraklık tehlikesi sadece hane tüketicisi için değil genel olarak ekonomi ve üretim için de tehdit oluşturuyor. Kuraklık tehlikesi İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Meclis toplantısının da Gündem maddesi oldu.
Meclis toplantısında konuşan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin iklim değişikliği riskini yönetemediğini belirterek, “İklim değişikliği, göç ve güvenlik sorunları gibi etkileri arasında en tehlikeli ve başa çıkılması en zor olan afet. Mahşerin dört atlısından birisi olarak görülen kuraklıktır” dedi.
‘İçme suyu’ tehlikesi…
Türkiye’nin 2011 yılında yayımlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı’nda yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağının ortaya konulduğunu dile getiren Bahçıvan, şunları söyledi: “Sadece deniz suyu seviyesinde bir metrelik bir yükselmenin Türkiye’ye maliyeti 12 milyar dolar olacak. Su, sanayi için de en önemli ve kritik girdilerin başında geliyor. İçme ve kullanma suyuna öncelik verilmesi sonucu sanayi sektörü, üretimi için gerekli suyu bulamayabilir. Bu durum tüm sanayi sektörlerini olumsuz etkileyebilir.”
Yıllık tüketilen 44 milyar metreküplük suyun 32 milyar metrekübünün kullanıldığı tarım da kuraklık tehdidi altında. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, ekim ayında başlayan 2013-2014 üretim sezonundaki kuraklığın Trakya, Marmara’nın batısı, Ege kıyıları dışında ülkemizin hemen hemen tamamında etkili olduğunu vurguladı. Önceki aylarda yağışların düşüklüğüne karşın Haziran ve Temmuz aylarında yağışların normalin üzerinde gerçekleştiğini dile getiren Bayraktar, şunları söyledi
:
Tarımda rekolte düştü
“Yalnız bu aylarda bazı bölgelerimizde görülen aşırı yağışlar ürünü olumsuz yönde etkiledi. Bu üretim döneminde kuraklık, don başta olmak üzere dolu, fırtına, aşırı yağış, su baskısı, sel gibi doğal afetler tarımsal üretimimizde büyük ölçüde zarara yol açtı. Konya, karaman, Niğde, Aksaray illerimiz ve Sakarya Havza’mızın Ankara, Eskişehir bölümlerinde kuraklığın etkisi çok daha bariz bir şekilde görüldü. Kuraklık, buğday, arpa, kırmızı mercimek başta olmak üzere birçok tarımsal ürünümüze büyük zarar verdi.”
Bu yıl yaşanan kuraklığın suyun önemini bir kez daha ortaya koyduğun da dile getiren Bayraktar, “Tarımda sürdürülebilirlik için olmazsa olmaz olan su kaynaklarımızı korumanın ve su tasarrufu yapmanın ne kadar hayati olduğunu bize gösterdi.
Ülkemizde öncelikle ekonomik ve teknik olarak sulanması mümkün olan 2.77 milyon hektar alanın sulama altyapısı tamamlanarak sulamaya açılması gerekiyor. Ülkemizde yıllık kullanılan 44 milyar metreküplük suyun 32 milyar metreküpü tarımda harcanıyor. Bu nedenle tarımda su tasarrufu çok önemli. Modern sulama sistemleri 18-19 milyar metreküplük bir su tasarrufuna olanak sağlayacaktır” diye konuştu.
‘En büyük kullanım tekstil boyamada’
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, tekstil üretimleri olduğunu ve bu alanda çok su tüketildiğini belirterek, “Kuraklık tabii ki genel olarak Türkiye’de tarımı ve barajların doluluğunu çok etkiledi. Ama pamuk ekimi henüz bitmedi. Ne kadar etkilendiğini kesin olarak söyleyemiyoruz. Tekstil boyamada özellikle çok su gerekiyor. Ama su konusunda henüz büyük bir etkilenme görmedik. Bizi çok etkilemeden mevsimlerin normale dönmesini umuyoruz” dedi.
Demir çelikte su çözümü arıtmada…
Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan ise, demir çelik üretiminin ciddi su kullanımı gerektirdiğini anımsatarak, “Bütün tesislerde saatte bin ton su kullanılıyor. Ama genelde demir çelik üretim tesisleri deniz kenarında olduğu için su sıkıntısı çekillmiyor. Deniz suyu sürekli arıtılarak kullanılıyor. Ayrıca üretimlerde ciddi tasarrufluyuz ve asgari kayıpla suyu kullanıyoruz. Kapalı devre çalışılıyor ve su devir daim yapılarak sistemde kalıyor” şeklinde konuştu.
‘Tüm üreticiler önlemlerini kendi alabilir’
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, sanayide pek çok işlemin suya dayalı olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu: “Bir ton çeliği işlemek için çok büyük suya ihtiyaç var. İki dilim ekmek üretmek için 1.5 ton su, bir kilo buğday için bir ton su gerekiyor. Tekstilde bir tişörtü üretmek için 2 bin 700 litre yani üç tona yakın su lazım. Bir A4 kağıdı üretmek 10 litre su istiyor. Su sanayi için çok önemli. Üreticiler de kendileri önlem alabilir. Yağan suyu toplayamıyoruz. Fabrikalarda kurulacak sarnıçlarla yağan yağmur biriktirilebilir. Su tasarruf önlemleri artabilir.”