Niçin tatlı su kıtlığı bir sonraki küresel krize sebep olacak?

kuresel-su-krizi-1Geçen hafta Sao Paulo’da kuraklık o kadar kötüydü ki şehir sakinleri yer altı suyu için yerleşim yerlerinin bodrumlarından su çıkarmayı dahi denediler. Dünya genelinde rezervuarlar kuruduğundan bir milyar insan içme suyuna ulaşamamakta. Kaynakları kontrol altına almak için mücadele de devam edecek.

Leonardo da Vinci, suyun tüm doğanın itici gücü olduğunu iddia etmişti. Ancak ne yazık ki, gezegenimiz için kaynaklar endişe verici bir şekilde kuruyor. Dünya nüfusu artmaya devam ediyor fakat sayıca bu artış tatlı su kaynaklarındaki artışla uyuşmuyor.

Sonuçlar oldukça şiddetli. Dünya çapındaki raporlar rezervuarların ve su kaynaklarının kurumasından ötürü büyük alanların krizde olduğunu ortaya çıkarıyor. Bugün bir milyar kişi – gezegendeki her yedi kişiden biri – güvenli içme suyuna ulaşmaktan mahrum vaziyette.

Geçen hafta, 20 milyon kişiye ev sahipliği yapan ve bir zamanlar Yağmur Şehri diye de bilinen Brezilya-Sao Paulo’da kuraklık öylesine kötüydü ki şehir sakinleri yeraltı suyuna ulaşmak için zemin katlarında ve araba park yerlerinde kazılar yapmaya başladılar.

Kaliforniya’da resmi makamlar Ocak ayı ile beraber kuraklığın dördüncü yılına girdiğini ve bu yılın meteoroloji kayıtları tutulmaya başladığından bu yana en kuru yıl olduğunu açıkladılar. Aynı zamanda kişi başına düşen su kullanımı da artmaya devam ediyor.

Ortadoğu’da aşırı su kullanımı yüzünden kırsal tarım alanları çöle dönüştü. En ciddi şekilde etkilenen ülkelerden biri İran. Ağır aşırı tüketim az yağış ile beraber ülkenin su kaynaklarını ve tarımsal üretimini harap etmiş durumda. Birleşik Arap Emirlikleri de aynı şekilde deniz sularını ve atık suları arıtma tesislerine yatırım yapıyor. Veliaht olarak General Şeyh Muhammed bin Zeyd el-Nahyan: “Bizim için, su [artık] petrolden daha önemli.” diyor.

kuresel-su-krizi-4
İklim değişikliği ve su stresi : Giulio Frigieri

 

Krizin küresel karakteri başka bölgelerden gelen raporlar ile de vurgulanıyor. Örneğin güney Asya’da son on yıldaki kontrolsüz kullanımdan kaynaklanan çok büyük ölçekli yeraltı suyu kayıpları mevcut. Doğu Pakistan’dan kuzey Hindistan’ın sıcak ve kuru ovaları boyunca Bangladeş’in içlerine uzanan 2000 km’lik alan üzerinde 600 milyona yakın insan yaşamakta ve bu bölge dünyanın en sulak arazisini oluşturmaktadır. Çiftçilerin %75’i ürünlerini sulamak için pompalanan yeraltı sularına bağımlı durumda ve su kullanımı giderek yoğunlaşmakta. Aynı zamanda uydu görüntüleri de kaynakların endişe verici derecede azaldığını göstermektedir.

Sorunun doğası Birleşik Devletler Jeoloji Araştırma Kurumu tarafından dünya üzerindeki toplam su miktarının 10.6 metreküp km. seviyesine geldiği şeklinde tasvir edilmekte. Bu miktarı tek bir damlacıkta toplarsak ortaya yaklaşık 272 km çapında bir küre çıkar. Ancak bu kürenin %99’unu çoğu ulaşılamaz durumda olan yeraltı suları oluşturur. Buna karşılık insanlığın tatlısu kaynağı göl ve nehirlerin toplam hacmi yalnızca 56 km çaplı bir küre oluşturmakta. Bu küçük mavi damlacık dünya üzerinde yaşayan insanların birçoğunu ayakta tutmakta ve gezegen ısındıkça bu kaynak tehlike altında olacak.

Yağış değişikliği, eriyen kar ve buzullar hali hazırda birçok bölgede hidrolojik sistemleri değiştirmekte. Dünya genelinde buzullar köy ve kasabaları da etkileyerek erimeye devam ediyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panel’i (IPCC) sonuç olarak dünya üzerinde yaşayan insanların 21. Yüzyıl boyunca su kıtlığı çekeceğini söylemekte. Dahası, insanlar ve milletler kaynaklar için rekabet etmek zorunda kalacaklar. Etiyopya’nın Nil üzerine baraj yapma planı nedeniyle Mısır ile yaşadıkları uluslararası anlaşmazlık henüz yeni çözülmüş vaziyette. Gezegen kurudukça, gelecekte, çok daha ciddi çatışmalar yaşanacağa benziyor. Gelecek yıllarda, yüksek yerlerde de olsa dünya üzerindeki bir alan yoğun yağış alsa dahi iklim değişikliği bir dizi sebepten ötürü su kalitesini azaltmaya devam edecek: artan sıcaklıklar; yoğun yağış tarafından tetiklenen tortu, besin ve kirletici seviyelerindeki artış; sel zamanlarında arıtma tesislerinin kesintiye uğraması… InterAction Konseyi eş başkanı ve Kanada eski başbakanı Jean Chretien’in de vurguladığı gibi dünya yerkürenin her yerini etkileyen bir su krizi ile karşı karşıya. Jean Chretien su kıtlığının siyasi etkilerinin yıkıcı olabileceğini ve geçmişteki suyu kullanma şeklimizin gelecekteki insanlığı ayakta tutmayacağını dile getirmekte.

Kaynak: Robin McKien, The Guardian

Çeviri: Yusuf Bayer