Kaynak: haberdar, 14 Şubat 2016
Çevreyle ilgili beş yıldır alınan önlemler tehditlerin çok gerisinde kalıyor.
Türkiye’de sulak alanlar kaybı enerji, tarım, sanayi, barınma gibi amaçlarla sürüyor.
Devlet Su İşleri’nin (DSİ) ekolojik denge dikkate alınmadan uygulanan sulama ve baraj projeleri, sulak alanların kurumasının birinci nedeni kabul ediliyor.
Hal böyleyken DSİ, planlama aşamasındaki sulama ve baraj projelerinde hiçbir revizyon yapmadığı gibi, daha çok baraj yapımını içeren vizyon ileri sürüyor.
Bu projelerin önündeki tek yasal engel olan Sulak Alanları Koruma Yönetmeliği ise defalarca değiştirilerek zayıflatıldı. Son değişiklik, sulak alanları tehlike altına soktuğu gerekçesiyle Danıştay tarafından iptal edildi.
Gürhan Savgı’nın Zaman’da yer alan haberine göre, Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) hazırladığı araştırmaya göre Türkiye, tatlı su balıklarının en hızlı yok olduğu ülke. Su kuşlarının durumu da aynı. Türkiye’de üreyen nesli küresel ölçekte tehlike altındaki beş su kuşunun dördü hızla azalıyor. Nesli tükenen dikkuyruk adlı ördeğin Anadolu’daki üreme nüfusunun son on yılda yüzde 40-69, yaz ördeğinin ise yüzde 90’dan çok azaldığı görülüyor. Geçtiğimiz günlerde Yale Üniversitesi, nesli tükenen canlılar için önlem almaması nedeniyle Türkiye’nin, doğa koruma açısından 180 ülke arasında 177. sırada olduğunu açıklamıştı.
Doğa Derneği Başkanı Dicle Tuba Kılıç, 1990’ların ikinci yarısında sulak alanların korunması konusunda önemli adımlar atıldığına dikkat çekiyor. Kılıç, bunlar arasında Yönetmelikle pek çok alanın koruma sınırları çizilmesini, bölge halkıyla ortak çalışmalar yapılmasını ve yeni koruma alanları ilan edilmesini gösteriyor.
Ancak Kılıç, beş yıldır alınan önlemlerin tehditlerin çok gerisinde kaldığı belirtiyor. Bunun sahaya yansıdığını dile getiren Kılıç, şunları söylüyor: “Sulak alanlara bağımlı hangi canlıya bakarsanız bakın, sayısı hızla azalıyor. Pek çok türün nesli tükenme noktasına geldi. Bunlar arasında turna gibi kuşlardan, sadece Anadolu’ya özgü balıklara ve dikkuyruk gibi nesli tehlikedeki ördek türlerine kadar pek çok canlı yer alıyor. Bu canlılar sadece kendilerinin değil, topyekûn Anadolu’daki yaşam kalitesinin bir göstergesi.”