“En tehlikelisi kış kuraklığı”

Kaynak: Gıda Hattı, 02 Ocak 2018

Meteorolojik tahminlerin Türkiye’nin Ocak ayını da yağışsız geçireceğini gösterdiğine dikkat çeken İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Ülkemiz kış kuraklığı yaşıyor. Risk yönetimine geçilmeli, mevcut suyu verimli kullanmak için önlemler alınmalı” dedi. Kadıoğlu’na göre Türkiye, pamuk ve şeker pancarı gibi çok su isteyen bitkiler yerine, buğday gibi daha stratejik ürünlere yönelmeli…

İklim değişikliği ve meteorolojik olaylar konusunda ülkemizin en yetkin isimlerinden İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi’nin (ECMWF) Türkiye için Ocak 2018 mevsimsel yağış takvimi haritasını paylaştı, kış kuraklığı yaşandığı uyarısında bulundu.


Kadıoğlu, twitter hesabından paylaştığı tweette, “Şekilde görüldüğü gibi Ocak 2018 ayında da Türkiye genelinin kurak geçmesi bekleniyor. Akdeniz iklimi etkili olan yerlerde yağışın büyük kısmı kışın alınır. Yani en tehlikeli olan kış kuraklığını yaşıyoruz. Suyunuzu çok daha dikkatli kullanın, mümkünse yağmur suyunu biriktirin” ifadesini kullandı.
Konuya ilişkin Gıdahattı’na değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Akdeniz iklimi için herkesin bildiği tekerlemeye gönderme yaptı.

“Akdeniz iklimi neydi? ‘Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı” diyen Kadıoğlu, “Bu tekerlemeye göre, Akdeniz iklimi olan bölgelerde kışların yağışlı olması gerekiyor. Ama gördüğünüz gibi Akdeniz iklimi olan bölgelerimizde kışın yağış almıyoruz” dedi.

“En tehlikelisi kış kuraklığı”
Kış yağışının öneminin altını çizen Kadıoğlu, şöyle devam etti:

“Akdeniz iklimi yaşanan bölgelerimizin kışın yağış alması gerekiyor. Kış yağışının yerini, diğer mevsimlerdeki yağışlar tutmaz. Şekilde görüldüğü gibi kışın kuraklık olması, Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgeler için büyük problem. Buna dikkat etmemiz gerekiyor.

Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgelerin kışın yağış almaması, bizim için kış kuraklığı anlamına geliyor. Bu da en tehlikeli kuraklık.

Yazın zaten fazla yağış almıyoruz. O yağış olmasa da çok problem değil. Yaz kuraklığının önemi yok o kadar. Ama Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgelerimizin kışın yağış almaması, bizim için büyük bir alarm.

Önümüzdeki bahar ya da yazın alacağımız yağışın önemi yok. Şu anki yağışlar önemli ve o önemli yağışları da almıyoruz. Bu da bizim için önemli bir kuraklık.”

“Kuraklıkta risk yönetimi şart”
Yağış bitince, barajlarda su bitince yapacak bir şey kalmadığını, bu yüzden kuraklıkta kriz yönetimi olmayacağını belirten Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Gıdahattı aracılığıyla şu önerilerde bulundu:

“Kuraklıkta risk yönetimi olur. Eldeki mevcut suyu en verimli şekilde kullanmamız gerekiyor. Türkiye’de buna yönelik bir planlama, önlem alma gibi bir şey yok. Kuraklık var mı yok mu diye konuşuruz, bu arada su biter, öyle gideriz.

Bir de şehirlerimiz su bütçesi yapmaz. Yani suyumuz şu ayda şu kadar az, eksik su varsa şu şu önlemleri almamız lazım gibi bir anlayış da Türkiye’de yok maalesef.

Bütün şehirlerin su bütçesi yapması, suyu takip etmeleri gerekiyor. Her bir belli seviyelerde su eksikliği olduğu zaman, belli önlemleri devreye sokması gerekiyor.

Bir de artık Türkiye’nin eski usul sarnıçlara geri dönmesi lazım. Su hasadı çok önemli bir şey. Su hasadını yapmamız, az yağan yağmurun hem damlasını toplamamız lazım. Yağmur hasadına dönmemiz gerekiyor.”


“Türkiye pamuk ve şeker pancarı üretiminden çıkmalı”
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadıoğlu, tarım ve gıda üretimi için de çok çarpıcı bir uyarıda bulundu. Kadıoğlu, “Su bakımından, doğru yerde doğru ürün ekmek gerekiyor. Su olmayan yerlerde çok aşırı su isteyen bitkilerin ekilmemesi gerekiyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin yavaş yavaş pamuktan ve şekerden de çekilmesi gerekiyor. 1 kg pamuk için, 12 ton su kullanılıyor. Yani bunun katma değeri kurtarıyor mu, ekonomiye ne kadar girdisi var, bütün bunlar değerlendirilmeli. Bu 12 ton suyu buğday gibi daha stratejik ürünlere harcasak, pamuğu dışardan alsak daha kârlı olacak. Bunu Türkiye’nin acilen değerlendirmesi lazım. Çünkü suyumuzu katma değeri düşük ürünlerde kullanıyoruz. Bu sürdürülebilir değil. Bu konuda iş, Tarım bakanlığına, bütün bakanlıklara, başbakanlığa kalıyor” dedi.Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu başkanlığındaki ekip, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Çevre ve Tarım Komisyonu adına hazırladığı “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik” Raporu ile tarım ve gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya kalacağı tehdidin boyutlarını ortaya koymuş, çözüm önerilerinde bulunmuştu. Raporda, sürdürülebilir tarım ve gıda güvencesi için “günübirlik politikalarla değil, uzun vadeli ve bilimsel bir yaklaşımla hemen harekete geçilmesi” gerektiğinin altı çizilmişti.