CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu İstanbul’daki su havzalarının durumunu TBMM gündemine taşıdı ve su havzaları ile ilgili olarak alınacak etkili ve sürekli tedbirlerin tespiti ile su kullanım ve tasarruf politikalarının belirlenmesi konusuna bir soru önergesi verdi.
Tanrıkulu TBMM Başkanlığına sunduğu dilekçede İstanbul’a içme suyu sağlayan barajlara, kanalizasyon karıştığı iddialarının araştırılarak konu ile ilgili ihmali bulunanların belirlenmesini de istedi. Bu iddia geçtiğimiz yıllarda ve aylarda çeşitli defalar gündeme gelmiş, İSKİ yaptığı açıklamada iddiaları reddetmişti.
Tanrıkulu’nun soru önergesine konu olan iddia İstanbul’a içme suyu sağlayan önemli barajlardan biri olan Sazlıdere Barajı’na ilişkin. Yerli halkın ifadelerine göre baraja 11 yıldır lağım suyu karışıyor. Konuyla ilgili bilgi veren Sazlıbosna Köyü Muhtarı Oktay Teke, köyün kanalizasyonu için bir kuyu yapıldığını, ancak bu kuyu boşaltılmadığı için taşma olduğunda lağım suyunun Sazlıdere Barajı’na karıştığını söylüyor. Muhtar ayrıca Arnavutköy Belediyesi, İBB ve Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) başta olmak üzere birçok yetkili makama yazdıkları dilekçelere cevap verilmediğini söylüyor. Bu kadar somut bir tanıklık karşısında İSKİ bakalım bu kez ne diyecek.
Tanık ifadeleri sadece köy muhtarı ile sınırlı değil. Bir başka mahalle sakini İsmet Yörük, içme suyuna karışan foseptiğe on bir yıldır şahit olduğunu belirtiyor. Kötü kokudan rahatsız olduklarını söyleyen Yörük, atıkların içme suyuna karışmasından dolayı vicdan azabı çektiklerini, ancak kuyuyu boşaltması gereken vidanjörlerin köye ancak yılda bir kez uğradığını söylüyor.
Sazlıdere Barajı civarındaki sorun sadece atık sudan ibaret değil. Piknik için baraj etrafına gelenlerin bıraktıkları çöpler de toplanmıyor ve pet şişeden çamaşıra kadar birçok madde baraj suyuna karışıyor. Konuyla ilgi konuşan ve hayvancılıkla uğraşan bir yurttaş hayvanlarını bu sudan suladıklarını, pislikten rahatsız olduklarını ifade ediyor.
Konuyla ilgili konuşan Arnavutköy Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü baraj çevresinde temizlik yaptıklarını, ancak içme suyuna karışan atık sulara müdahale etme imkânlarının olmadığını belirtiyor. Konuyla ilgili görüşü alınan ve ismini açıklamak istemeyen bir İSKİ yetkilisi iddiaları reddetmedi ve basın mensuplarına tedbir alınacağını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun meclise verdiği dilekçe şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İstanbul’daki su havzalarının durumu ve su havzaları ile ilgili olarak alınacak etkili ve sürekli tedbirlerin tespiti ile su kullanım ve tasarruf politikalarının belirlenmesi, İstanbul’a içme suyu sağlayan barajlara, kanalizasyon karıştığı iddialarının araştırılarak konu ile ilgili ihmali bulunanların belirlenmesi, İstanbul’da yaşayan yurttaşlarımızın temiz su tüketebilmesi için etkili ve somut çözüm önerilerinin sunulması amacıyla Anayasanın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ve teklif ederiz.
Av. Dr. M. Sezgin TANRIKULU
İstanbul Milletvekili
GEREKÇE
Dünya üzerinde su sıkıntısı çekecek 11 büyük kent içinde yer alan İstanbul’da sadece 9 aylık su kaldığı ifade edilmektedir. İstanbul barajlarında doluluk oranının geçen yıl aynı tarihlerde yüzde 85.75 iken, şimdi ise, yüzde 75.35 olarak ölçüldüğü belirtilmiştir. İSKİ Genel Müdürünün, vatandaşları rahatlatmak adına, bir damla yağış olmasa bile 9 ay yetecek kadar su olduğu ifadeleri ise, aksine kamuoyunda tedirginlik yaratmıştır.
Birleşmiş Milletlerin onayladığı uzman araştırmalarına göre, dünyada su talebinin 2030 itibariyle arzın yüzde 40’ının üzerine çıkacağı belirtilmiştir. İklim değişimi, insan faaliyetleri ve nüfus artışının etkileri göz ardı edilmemelidir.
Resmi verilere göre, Türkiye’de kişi başına düşen içme suyu miktarının 1.700 metreküpün altına indiği, 2016’dan beri teknik olarak su stresi yaşandığı ifade edilmektedir. Yerel uzmanlar, durumun 2030 itibarıyla kötüleşip, su kıtlığı yaşanabileceği uyarısında bulunmaktadır.
İSKİ’den yapılan açıklama ile Salacak – Kuzguncuk arasında yeni döşenen isale hattının mevcut sisteme bağlantısı yapılacağından, 7 Şubat 2018 Çarşamba Günü 22:00 ile 8 Şubat 2018 Perşembe Günü 10:00 saatleri arasında 12 saat süreyle Üsküdar: Aziz Mahmut Hüdayi, Beylerbeyi, Çengelköy, Kandilli, Kuleli, Kuzguncuk, Küçüksu, Küplüce, Salacak, Selimiye, Sultantepe ve Valide-i Atik Mahalleleri, Beykoz: Göztepe Mahallesi ile Göksu Mahallesi’nin bir kısmına su verilemeyeceği ifade edilmiştir.
İklim değişiklikleri ve küresel ısınma nedeniyle ortaya çıkan değişikler beraberinde kuraklığı getirmektedir. Kuraklık tehlikesi hayatı tehdit eder boyutlara gelmiştir. Kuraklık insan hayatı ve doğa için son derece önemli bir konudur, zira yaşamın kaynağı sudur. Su kaynaklarının korunması ve etkin bir biçimde kullanılması için gereken tedbirlerin zaman kaybedilmeden alınması gerekmektedir. Suyun toplandığı su havzaları bu noktada daha da önem kazanmaktadır. Ülkemizin en kalabalık şehri olan İstanbul’daki su havzaları yapılaşma nedeniyle tehdit altındadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ, su havzalarını koruma konusunda yetersiz kalmaktadır. İstanbul’un içme suyu kaynaklarını kirlenmeye karşı koruyacak önlemleri almakla sorumlu olan İSKİ tarafından hazırlanan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisince kabul edilen İçme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönetmeliği su havzalarını koruma açısından eksik ve yanlış düzenlemeler içermektedir.
Bir diğer sorun ise, İstanbul’da yaşayan yurttaşlarımız, içme suyuna karıştığı iddia edilen kanalizasyon suyu nedeniyle büyük riskle karşı karşıyadır. İstanbul’a su sağlayan en önemli kaynaklardan Melen Çayı ile Sazlıdere Barajı’na atık ve kanalizasyon suyu karıştığı iddiaları mevcuttur.
İstanbul Gölkaya’da ise çöpler, ‘Çöp Dökülmesi Yasaktır’ tabelasının yanına dökülmektedir.
Küçükçekmece Gölü’ne 6 kilometre uzaklıkta 1998’de kurulan Sazlıdere Barajı’na da kanalizasyon suları karıştığı da yine iddialar arasındadır. Arnavutköy’e bağlı 460 haneli Sazlıbosna Köyüne yapılan foseptik kuyusu kısa süre içerisinde yetersiz kalmıştır. Taşan kuyudan sızan atıkların içme suyuna karıştığı iddialar arasındadır.
İstanbul’un temiz su kaynağı olarak kullandığı önemli 10 barajdan ikisinin böyle bir durumda olması İstanbulluların sağlığı açısından bir tehdittir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP mitinglerine bedava insan taşımaktan önce gelen işleri olduğu aşikardır. Ülkemizin en kalabalık nüfuslu şehri olan İstanbul’da milyonlarca yurttaşımız bu kirlenen sudan bulaşacak hastalık tehdidi ile karşı karşıyadır. 15 milyon yurttaşın sağlığını tehdit karşısında İstanbul Büyükşehir Belediye yetkilileri kılını kıpırdatmamaktadır. Halkın sağlığıyla oynamak bu kadar kolay olmamalıdır.