Kuraklığın ve susuzluğun önlenmesi için hükümetten acilen şunları talep ediyoruz:
- Ülkedeki su kullanımının %85’inden sorumlu olan endüstriyel tarım ve sanayinin tüketimini kontrol altına alıp azaltmaya yönelik politikalar, uygulamalar ve teşvikler geliştirilerek hayata geçirilsin!
- İklim değişikliğini artıran fosil yakıtların kullanımından vazgeçilsin. Enerji ihtiyacı güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklarından sağlansın!
- Doğayı ve toplumu olumsuz etkileyen baraj, HES ve su transferi projeleri gibi hidrolik çözümlerden vazgeçilsin!
- Enerji verimliği ve tasarrufunu sağlayacak politikalar ve uygulamalar hayata geçirilsin!
- Dünya pazarının taleplerine yönelik endüstriyel tarım yerine, yereldeki halkın ihtiyacına yönelik geleneksel ve organik tarıma teşvik verilsin!
- İnsani su kullanımına (içme, yemek pişirme, temizlik vb.) yetecek miktarda temiz ve kaliteli su devlet tarafından bedava olarak verilsin! Ancak bunu aşan su kullanımı ücretlendirilsin!
Kuraklık salt doğal bir afet değildir
Çok boyutlu, uzun erimli ve karmaşık bir mesele olan kuraklıkla mücadele etmek için toplumsal çözümlere ihtiyacımız var. Günümüzde kuraklıkla mücadelede su varlıklarının insani ve ekolojik amaçlı kullanımını savunmak daha büyük önem kazanmış durumda. Bütün insanların ve canlıların yaşam hakkının ayrılmaz parçası olarak yeterli miktarda temiz suya erişimi anayasal hak olmalıdır. Su hakkımızın anayasal güvence altına alınmasını istiyoruz! Su varlıklarının korunması, tüm canlıların adil ve eşit kullanımı için de merkezi yönetim anlayışı ve uygulamaları terk edilmelidir. Su yönetiminde yerel demokratik katılımcılık talep ediyoruz!
Yetkililerden ilginç kuraklık açıklamaları
İklim değişikliği nedeniyle büyüyerek şiddetlenen kuraklık karşısında yetkililerin getirdikleri çözüm önerileri: daha fazla baraj yapmak ve su kesintileri ve suyun fiyatını arttırmakla birlikte vatandaşlara suyu tasarruflu kullanın çağrısında bulunmak.
Önerdikleri çözümler daha fazla susuzluk daha fazla adaletsizlik demek
Daha fazla sayıda baraj ve HES inşa edilerek kuraklık sorunu ortadan kalkmaz. Yağmur yağmazsa, komşu şehirlerdeki barajlar da dolmayacağı için başka yerden su getirmek bir işe yaramaz. Su kullanımının sadece %15’inden sorumlu olan evsel kullanım odaklı çözümler de kuraklığı ortadan kaldırmaz. Yoğun su kullanılan endüstriyel tarım ve sanayinin su kullanımı %85 civarındadır ve bu iki sektör bizim evlerimizde kullandığımız suyun kat be katı fazlasını tüketmekte ve kirletmektedir. Kömürlü termik santraller ve kurulmak istenen nükleer santraller yer üstü ve yer altı su varlıklarını soğutma ve temizleme gibi amaçlarla kullanırken kirletmektedir. Küresel gıda pazarının taleplerine yönelik üretimin yapıldığı endüstriyel tarım toprağı ve suyu hem kirletmekte, hem de tüketmektedir. Suyun fiyatı artırılarak da kuraklık ve ona bağlı susuzluk sorunu çözümlenemez. Çünkü su vazgeçilemez, yerine başkası konulamaz, mutlak bir ihtiyaçtır. Fiyatı artınca zaten kısıtlı olan bütçelerimizden artan tek şey suya harcadığımız para olacak ve bizler daha da yoksullaşacağız.
Su Hakkı Talep Ediyoruz!
Su Hakkı Kampanyası
İletişim: [email protected]
İmza Kampanyası için: imza.suhakki.org