Yunanistan Hükümeti, IMF tarafından dayatılan “memorandum”un bir parçası olarak 2011’de Selanik’te 1,5 milyon kişiye su ve hıfzıssıhha hizmeti sağlayan ve devlet tarafından yönetilen EYATH’ı özelleştireceğini ilan etmişti. İlanın hemen ardından dünya su sektörünün devlerinden biri olan Fransız şirketi Suez, kârlı bir kuruluş olan EYATH’a talip olduğunu açıklamıştı. 2014 Mayısa gelindiğinde ise özelleştirme süreci devam eden EYATH’a talip olan Suez ve İsrail’den Mekorot adlı şirketler kamu ihalesinin ikinci aşamasına kalmışlardı.
Özelleştirme süreci devam ederken, Yunanistanlı su ve insan hakları aktivistleri de boş durmadı. Tüm şantajlara ve propagandaya rağmen, Selanikliler üç yıldan beri EYATH’ın özelleştirilmesine karşı mücadele veriyor. Selanikliler, su hizmetlerinin özelleştirilmesinin tarifelerde artışa, altyapının bozulmasına, su kalitesinin düşmesine ve nüfusun büyük çoğunluğunun hayati kamusal yarara sahip hizmet ve ürünlere ulaşmasını engellediğine dair somut kanıtları kamuoyuna sundu. Tüm ülkedeki sivil toplum örgütleri, hem dünyada hem de Avrupa’da su hakkı hareketlerine katılarak, özelleştirme modelinin dünyada onlarca şehirdeki başarısızlıklarını dile getirdi. Zaten 28 Avrupa ülkesinden yaklaşık 2 milyon kişi suyun özelleştirilmesine karşı Avrupa Yurttaşları İnisiyatifi bünyesinde imza vermişti. İnisiyatif ise bu imzaları 17 Şubat 2014’de Avrupa Parlamentosu’na sunduğunda, Avrupa Komisyonu’nu suyun özelleştirilmesini imtiyazlar direktifinden çıkarmak zorunda kalmıştı. Selanikliler de EYATH’ın özelleştirilmesinde halk referandumuna gidilmesi ve bunun 18 Mayısta 2014 tarihinde yapılması kararı aldı.
Ancak 17 Mayısta, yani referandumdan bir gün önce Atina’daki merkezi hükümet referandumun yasal olmadığını ilan ederek, düzenleyicileri tutuklamakla tehdit etti. Buna rağmen belirlenen tarihte referandum Selanik’in 11 ilçe belediyesi ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin birlikte çabasıyla düzenlendi. 1500 gönüllü, 7 Avrupa ülkesinden 30 gözlemci ve Selanik Avukatlar Derneği’nin katılımıyla referandumun adil bir şekilde gerçeklenmesi sağlandı.
Ve beklenen sonuç gerçekleşti. Halkın %98’i bir insan hakkı olan suyun ve hıfzıssıhhanın özelleştirmesine hayır dedi. Su Hakkı Kampanyası olarak, su hakkı mücadelesi içinde önemli bir adım olan bu zaferi kutluyoruz.