Amerika’nın Louisiana Eyaleti’nde; petrol ve gaz sanayilerinin su kalitesini ve temiz içme suyu imkanını tehdit ettiğini düşünen bir grup vatandaş eyalet otoyolunda, 8 gün süren, yaklaşık 185 km’lik (115 mil) bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Yürüyüş, Vali Jindal’ın kısa bir süre önce imzaladığı yasaya tepki olarak örgütlendi. Valinin imzaladığı yasa, 97 petrol ve gaz şirketine karşı açılmış davanın boşa çıkması anlamına geliyordu. Alel acele ve kabaca yazılmış bu yasanın veto edilmesi için 100’den fazla bilim insanı valiye çağrı yaptı.
Yürüyüşün organizatörlerinden Mike Stagg ise yasanın bu haliyle, eyalet yönetiminin 2010 yılındaki patlamanın* sorumlusu BP’den para cezası tahsil edilmesi konusundaki iddiasını da tehlikeye attığını söylüyor. Yasa, petrol ve gaz sanayisini sahile verdikleri zararın yükümlülüğünü almaktan muaf tutup, BP’nin para cezasına çarptırılmasını riske atarken; eyalet yönetimi, ilk aşaması 50 milyar dolara mal olan ve bunun için hiç bir gelir kaynağı ayrılmamış olan Kıyı Master Planı ile başbaşa kalıyor.
Eylemin örgütçüsü Mike Stagg, “Vali Jindal ve eyalet parlementosu, dünya tarihinin ek kârlı sanaysini korumak için aceleyle çıkartılmış yasayı imzalayarak, kıyıların idam kararını imzalamış oluyor.” diyor. “Gerçekleştirdiğimiz yürüyüşün, sulak alanlarını ve yer altı sularını “kaynak” olarak gören petrol ve gaz sanayisinin; nasıl olup da bu kaynaklarda vatandaşlardan daha çok hak iddia edebildiği meselesini eyalet gündemine taşıyacağını umuyoruz.”
Stagg, “Çoktan beri toplum sağlığını ve refahını uzun erimli olarak tehdit etmeyecek, bir dizi çevresel uygulama mevcut. Fakat on yıllarca süren bu uygulamaların etkileri birikerek gitgide daha bariz görülmeye başlandı. Florida Parishes’de hidrolik kırılma tekniği ile kaya gazı çıkartılmasından, Baton Rouge’da Exxon ve Georgia Pacific şirketlerinin ağır sanayi faliyetlerine; Arkanas’taki tesislerin Ouachita Nehri’ni kirletmesinden, milyarlarca litre içme suyunun tuz depoları oymak için kullanıldığı Peigneur Gölü’ne ve ağır sanayinin yoğun olduğu Charles Gölü civarındaki yer altı suyu kirlenmesine kadar pek çok alanda…” diyor. Ve sözlerini şöyle bitiriyor: Temiz su yaşamsaldır. Ona en önemli kaynağımız olarak muamele etmeliyiz!
Kaynak: EcoWatch
—
* 2010 yılında Meksika körfezinde, BP’ye ait bir petrol platformunda patlama meydana gelmişti. Patlama ve yangının ardından batan platformdan kaynaklanan petrol sızıntısı çevre felaketi olarak nitelenebilecek boyutlardaydı. İsrail büyüklüğünde bir alan sulara gömülmüştü. Her gün yüzlerce varil petrol okyanusa karışmaktaydı. Körfezdeki sızıntı ve arıtma çalışmaları aylarca sürmüştü. Bununla birlikte 11 işçi de felaket sırasında hayatını kaybetmişti. Obama ve yerel yetkililer halkın büyük tepkisini çeken bu çevre katliamının bedelinin ödetileceği konusunda sözler vermişlerdi.