Kaynak: Focus Haber, 23 Şubat 2012
Düzce’nin Uğur Köyü’nde hidroelektrik santralı (HES) inşaatında döşenen boruların patlamasıyla meydana gelen heyelanda, dere yatağında bulunan restoran ile köyün kooperatifine ait ağaç kesim atölyesi toprak altında kaldı. Dere yatağına yakın evler ise heyelan tehlikesi üzerine boşaltıldı.
Uğur Köyü’nde öğle saatlerinde dere yatağının üst kısmında meydana gelen heyelanda restoran ile köyün kooperatifine ait ağaç kesim atölyesi toprak altında kaldı. Dere yatağının kenarında bulunan bir ev heyelan tehlikesine karşı boşaltılırken, dere kenarında evi olanlar evlerini terk ederek komşularının yanına yerleşti. Köylüler HES inşaatı için döşenen borulara su verilmesinin ardından borulardan sızan suyun heyelana neden olduğunu iddia etti. Kayan toprağın dere yatağını doldurması üzerine yükselen suların sele neden olabileceği korkusuyla nöbet tutuluyor.
‘EVLERİMİZİ KAYBETMEK İSTEMİYORUZ’
Kayan toprağın dere yatağını doldurduğunu ve su seviyesinin yükselmeye başladığını belirterek, sel tehlikesine karşı dere kenarında bekleyen Coşkun Kaymaz, “Uyku uyuyamaz duruma geldik. Evim heyelan tehdidi altında. Bir yandan da dere taşacak su altında kalacağız korkusu yaşıyoruz. Yetkililer henüz bu tehlikenin farkında değil ve hiçbir önlem alınmıyor” dedi.
Toprak kaymasının HES çalışmaları sırasında döşenen borunun patlamasından kaynaklandığını iddia eden Uğur Köyü Kooperatifi Üyesi Memduh Özyıldırım ise şöyle konuştu: “Suyun zemine doğru birikmesinden dolayı zayıf olan bölgede heyelan meydana geldi. Şu an bir ailemizin evini boşalttık. Heran yıkılabilir. HES projesinde karşılıklı yapılan sözleşmeye sadık kalınmadı. HES’e karşı değiliz, ama daha deneme amaçlı verilen suda böyle bir felaket yaşandı. İleride nasıl felaketlerle karşı karşıya kalacağımızı bilemiyoruz. Biz artık uyandık. Köylü aptal değil. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Yarın heyelanın nedenini tespit için ekip getirip inceleme yaptıracağız. İlgili kurumlara dilekçelerimizi verdik. Daha büyük bir felaket kapımıza dayandığını herkes görmeli. Suskun kalıp evlerimizi de kaybetmek istemiyoruz.”