Kaynak: Fıratnews, 18 Mart 2012
Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak Hasankeyf antik kentinin bulunduğu yerde yaşatılması gerektiğini her fırsatta dile getiren çevre ve doğa gönüllüleri, yerel mahkemeler ve AİHM’de mücadelelerini sürdürüyor. Bir taraftan baraj inşaatı devam ederken, antik kentte bulunan eserlerden bazılarının Turizm ve Kültür Bakanlığı’ndan çıkan kararla yeni yerleşim alanına taşınması kesinleşti.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hasankeyf antik kentindeki tarihi eserlerin bir kısmı yeni yerleşim alanına önümüzdeki kısa bir süre içerisinde taşınacak. Dicle Nehri üzerinde Ilısu Barajı’nın inşaatı sürerken, Hasankeyf ilerleyen zamana her geçen gün daha da yenik düşüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca alınan kararla antik kentte bulunan tarihi eserlerin taşınması gündeme gelirken, Hasankeyf gönüllüleri mücadelelerini sürdürüyor.
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’nden Recep Kavuş, “Hasankeyf 2016’da yok olacak, Ilısu Barajı altında kalarak imha edilip yeryüzü haritasından silinecek. Bir kültür mirası olan bu antik kenti koruyamazsak, insanlık ailesi büyük bir suça ortaklık etmiş olacak ve Hasankeyf’i yaşatamadığı için tarihine bir utanç olarak kazınacak. 2016’da bir felaket yaşanmadan Ilısu Barajı’nın yapımı bir an önce durdurulmalıdır” dedi.
Çeyrek asırdan beri Hasankeyf’in yaşatılması için her platformda mücadele verdiğini dile getiren Recep Kavuş, Hasankeyf’in taşınmasının bilimsel açıdan mümkün olmadığını anlattı. Baraj yapımında ısrar edilmesinin “stratejik bir amacı” olduğunu söyleyen Kavuş, “İç güvenlik açısından stratejiktir, devletin komşu ülkelere karşı suyu kesme stratejisi vardır. 50 yıl boyunca barajın sağlayamayacağı ekonomik kazanç, eğer Hasankeyf yok edilmezse turistik- tarımsal bağlamda 30 yılda kazanılır” diye konuştu.
Hasankeyf’in onlarca medeniyete ev sahipliği yaptığını belirten Kavuş, dünyanın ilk mağara cami ve kilisesinin Hasankeyf’te bulunduğunu anımsattı. Kavuş, “Dünya kültür mirası haline gelen antik kent Hasankeyf’in çığlığını insan olan herkes duymalıdır” dedi.