Kaynak: Kazete, 30 Ağustos 2012
Tarsus Boğazpınar köyünde bulunan Gökharman Irmağına yapılmak istenen Hidroelektrik Santraline (HES) karşı yöre halkı tepkisini gösterdi. Bölgede 2010 yılında yapılan HES sırasında şirketlerin vaatlerine inanan köylü ikinci HES’i yaptırmamakta kararlı. Kararlılıklarını yaptıkları eylem ile dile getiren köylüler, kendilerine hayat veren ırmağın yok olmasının kendilerinin yok olması anlamına geleceğini söylediler.
Tarsus ilçe merkezinin 60 km kuzeyinde, Toros Dağları’nın eteklerinde bulunan Boğazpınar köyünde yer alan Gökharman Irmağı üzerine yapılmak istenen Hidroelektrik Santraline (HES) karşı yöre halkı tepkili. Bölgede birçok köyü etkileyecek olan HES köylülerin yaşam ve geçim alanlarını etkileyecek. Bölgeye 2010 yılında bir HES yapılmış. O dönem HES köylülere çok süslü şekilde anlatılmış. “Köyde işsiz kalmayacak”, “Mesire alanları yapılacak”, “İstediğiniz gibi bölgeyi gezebileceksiniz”, “Hiçbir şekilde olumsuz etkilenmeyeceksiniz” gibi yalanlar söylenmiş. O dönem söylenenlere inanan köylüler HES’in bitmesi ile vaat edilenlerin yalan olduğunu anlamış. İnşaat sırasında köyden bir iki kişi işe alınmış. Onlar da sonra işten atılmış. Mesire alanları yapmak bir yana yapılan kapılara takılan kilitlerle insanların girişi engellenmiş. İlk HES’e izin vermekle büyük hata yaptığının farkında olan yöre halkı ikincisine ne pahasına olursa olsun izin vermeyeceklerini dile getiriyor.
3 KÖY BİR ARAYA GELDİ
Daha önce yapılan HES’in ardından şirketlerin iştahını kabarttığı bölge için ikinci bir HES’in yapılmak istenmesine karşı yörede bulunan Boğazpınar, Fakılar ve Olukkayağı köyleri bir araya gelerek bir eylem düzenledi. Kadın çocuk, genç yaşlı yüzlerce köylü, üç köyün muhtarlarını yanlarına alarak bölgelerinde ikinci bir HES’in kurulmak istenmesini protesto ettiler. Köyün birçok yerinde pankartlar ve yazılarla HES’e karşı olduklarını dile getiren yöre sakinleri Boğazpınar köy meydanında toplanarak, konvoy eşliğinde barajın yapılacağı Gökharman ırmağına ulaştı. Burada yapılan açıklamalarda HES’e karşı tepkiler dile getirildi.
BİR IRMAĞI ÇOK GÖRÜYORLAR
Irmağın yıllarca köylerine hayat verdiğini belirten Abdullah Öztürk, ırmaklarının ellerinden alınmasına karşı çıktıklarını belirtti. HES ile birlikte ırmaklarının yok olacağını ifade eden Öztürk, “Bize bir ırmağı dahi çok görüyorlar” dedi. HES ile birlikte ekolojik dengenin de bozulacağına dikkat çeken Öztürk, HES’e karşı olduklarını ve kurdurmamak için çabalayacaklarını söyledi. Yapılan ilk HES’te zararlarını bilmedikleri için karşı olamadıklarını dile getiren Nimet Bülbül ise ikinci HES’i kesinlikle istemediklerini vurguladı.
BİR HES DAHA YAPILIRSA YAŞAM BİTER
İlk HES’in yapılmasının ardından ağaçlarının kurumaya başladığını belirten Mehmet Gürgen, ürünlerinin artık yetişmez olduğunu aktardı. Domates, ceviz gibi ürünleri artık alamadıklarını söyleyen Gürgen, “Birinci HES yapılırken bizi kandırdılar. Şöyle yapacağız, böyle yapacağız diye artık onlara inanmıyoruz ve HES istemiyoruz. Sularımızın özgür akmasını istiyoruz” diye konuştu. Köylülerin geçimlerini tarım ile sağladığını aktaran Ahmet Öztürk, bir HES daha yapılması halinde bölgede iklimin tamamen değişeceğini söyledi. İncir, şeftali, hurma gibi sert iklim meyvelerinin ikinci HES ile birlikte bölgede yetişmesinin zorlaşacağına değinen Öztürk, “Burada yaşayan insanları düşünen yok. Bu ırmak yok olursa insanların hayatları ve düzenleri de yok olacak” dedi.