Etiket: Veysel Eroğlu

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, aralarında RS FM Ankara Temsilcisi Yurdagül Şimşek'in de bulunduğu bir grup gazeteciyle sohbetinde HES'lere (hidroelektrik santrali) gösterilen tepkileri değerlendirdi. Türkiye için HES'lerin bir zaruret olduğunu kaydeden Eroğlu, "Suyumuz boşa aksın bizimle de alay etsinler. Su akıyor siz bakıyorsunuz diye öyle mi?" dedi.

Bu yazın susuz geçeceğine dair emareler baş gösterince Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu hemen önlem almış, özellikle İstanbul’da su kesintisi olmayacağını belirtmiş, aksi takdirde siyasi sorumluluğun en ciddi yaptırımlarından biri olan “bıyık kesme” vaadinde bulunarak, yüreklere su serpmişti.

HES’ler çevrecidir, tabiata zarar vermiyor. Çevre koruma, taşkınları önleme, erozyon kontrolü gibi ekonomik katkı sağlıyor. Bölgeye hayat veriyor, istihdam sağlıyor. HES’ler bugün devreye girmezse elektrik fiyatları çok daha fazla olur. Dışarıya ödediğimiz döviz 15 milyar dolar daha fazla olur.

Veysel Eroğlu, "Biz İstanbul için günübirlik düşünmüyoruz, hatta şuanda planımız 2071. Şu anda Melen barajını inşa ediyoruz, temelini yakın bir zamanda atacağız. Bu İstanbul için sigorta olacak."

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2002-2013 yılları arasında orman ve ağaç varlığının arttığını söyledi. Orman alanını 900 bin hektar, ağaç sayısını da yüzde 25 artırdıklarını kaydeden Eroğlu, orman varlıklarını korumak için ormanları tapulaştırdıklarını ifade etti. Hedeflerinin 2015 yılında ormanların tümünü tapulaştırmak olduğunu belirten Eroğlu, şu an itibariyle ormanların yaklaşık yüzde 80’inin tapusunu aldıklarını bildirdi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Zaman gazetesine verdiği röportajda HES'leri, Ilısu Barajı'nı ve nükleer enerjiyi savunarak AKP'nin 10 yılda 2,8 milyar ağaç diktiği yalanını tekrarladı.

“Toprakların o çatlak dudaklarına su veriyoruz” diyerek açılan "mühendislik harikası" barajlar Karadeniz'e büyük bir yıkım getiriyor. Bu hafta Su Hakkı programında Karadeniz'de süren mücadelenin önde gelen isimlerinden Yakup Okumuşoğlu ile birlikte Çoruh Havzası'nı ve hükümetin gözardı etmeye çalıştığı barajların çevreye olumsuz etkilerini konutuk.

Görünen o ki Deriner Barajı sadece duvar yüksekliğiyle değil doğa, toplum ve geleceğimiz üzerinde yaratacağı tahribatla da Türkiye’nin gündemine sıkça gelecek. Evet, doğa varlıklarını yok etme pahasına onlardan elde ettiği faydayı maksimize etmeyi kalkınma sayan hakim zihniyet varlığını sürdürdüğü sürece daha çok baraj ve HES nehirleri kelepçeleyip, boğacak. Boğulan sadece nehirler değil toplum ve gelecek nesiller de olacak.