Nehirlerin hakkını kim savunuyor?

Kaynak: Serkan Ocak, Radikal, 5 Haziran 2012

Türkiye’nin ­barajlar tarihi ve envanteri SALT Galata’da bir sergide toplandı. Sergi, baraj etkisini sembolize eden ‘aşılama’ ile başladı.“Nehir başlı başına bir varlıktır. Nehirlerin kendi hakları vardır. Nehrin haklarını savunan hiçbir otorite yoktur.” Türkiye’de bugüne kadar, birçok tarihi eser baraj suları altında kaldı. Binlerce insan baraj suları nedeniyle asırlardır yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldı. Barajlar hep tartışıldı ama barajsız da olmadı. İşte bu ikilemi belki de en iyi anlatan çalışmalardan biri ‘Aşı’ sergisi.
‘Modern Denemeler’in 5. serisi olan Aşı, Fırat ve Dicle üzerindeki 42 baraj göleti üzerinden Türkiye ’deki su yapılarının izini sürüyor. SALT Galata’da 25 Mayıs’ta açılan ‘Modern Denemeler 5: Aşı’ Türkiye ’deki barajlar tarihini bir envanter çalışmasıyla anlatıyor.
Sergi, Mimar Aslıhan Demirtaş tarafından hazırlandı. Demirtaş’ın Amerika’da okurken yaptığı mastır çalışması serginin de hem esin hem de en büyük veri kaynağı oldu. Kurak coğrafyalara su taşıma işi, bitkilere yapılan aşılama eylemine benzetilmesi serginin de adına ilham oldu. Serginin açılışında, kırmızı erik ağacının bir dalının kesilerek, yeşil erik aşılaması yapılması asılında serginin amacını da gösteriyor.

Duvarlar konuşuyor
Sergideki eserler, Fırat ve Dicle üzerindeki 42 baraj göletinin 1/50 bin ölçekli haritaları aracılığıyla hazırlandı. Ancak sergideki asıl ‘derin’ çalışma, duvarda asılı ekranda saklı.
Ekranlarda Türkiye ’deki havzalar tek tek sıralanmış, üzerindeki tüm baraj ve baraj gölleri görselleriyle birlikte anlatılmış. Dokunmatik bir ekran aracılığıyla barajın künyesinin yanı sıra, o barajla ilgili gazete haberlerine, baraja dair birçok bilgi ve belgeye dair bağlantılara erişmek mümkün.
Amerika’da ‘yapay doğa’ konusunda mastır tezi hazırlayan Demirtaş, sergiye dair şunları söyledi:
“Özellikle 1950’ler boyunca bölgesel planlama başladı. DSİ gibi kurumlar kuruldu. Anadolu’nun nehir havzaları çalışılmaya başlandı. Tezim Ankara Çubuk Barajı ile başlıyor ancak oradan GAP’a, Fırat ve Dicle’ye sıçrıyor. Mimar olduğum için daha ziyade mekânsal kritik ve peyzaj açısından da bakıyorum. Tek bir baraj özelinden bakmaktansa, daha da geriye gidip tüm modernizasyon, doğa ve insan arasındaki ikilem ile alakalı olduğunu bir şekilde ortaya çıkarıp koymak istiyorum.”
Demirtaş, açılışta neden bir erik ağacı aşıladıklarını ise şöyle anlattı:
“Tutsa da fark etmez, kırmızıdan daha güzel erikler verebilir. Önemli olan konu şu: Biz bunu yaptığımızda ağacın daha güzel bir dalı vardı. Bahçıvan o dalı olduğu gibi ‘hart’ diye kesti. Herkes yerinden zıpladı. O müdahale, ne kadar çiçek böcekle alakalı olsa da sizin verdiğiniz karar. ‘Sen kırmızıydın yeşil erik olacaksın’ diyorsun. Burada tepeden bir karar mekanizması var. Yapay bir müdahale var.”

İki farklı bakış açısı buluşacak
Sergi süresince bir dizi etkinlik de düzenlenecek. Bu kapsamda eski DSİ Genel Müdürü Müfit Kulen ile Doğa Derneği Bilim Koordinatörü Süreyya İsfendiyaroğlu buluşacak. Türkiye ’deki baraj yapım politikalarını ve etkilerini tartışacağı buluşma, 9 Haziran Cumartesi saat 15.00’te SALT Galata’da gerçekleşecek. Irmaklar ve Gelgitler adlı film gösteriminin ardından bugün sergi kapsamında saat 18.00’de Dünyanın Susuzluğu adlı film gösterilecek.

Bu film kaçmaz
Suyun gezegendeki en değerli doğal kaynaklardan biri haline gelmesini konu alan filmin çekimleri, Güney Sudan ve Kuzey Kongo gibi nadir filme alınabilmiş 20 farklı ülkede yapıldı.

Su politikasını belirleyenler
Dokunmatik ekranla ulaşılan veritabanında Türkiye ’nin Cumhuriyet tarihinden bugüne barajlarla ilgilenen kurumların soyağacı da var. Serginin en güzel yanlarından biri de 1930’lara kadar uzanan barajlar envanterinin SALT’ın internet sitesi üzerinden erişilebilecek olması.

‘Barajlar Kralı’ Demirel sergide
Sergide Aslıhan Demirtaş’ın ‘barajlar kralı’ Süleyman Demirel’le yaptığı söyleşiyi izlemek mümkün. Demirel, söyleşide “Tüm yaptıklarımız doğru olmayabilir, yerinden yurdundan olan insanlar da oldu” diyor.