Tarsus’un dağ köylerine “HES’e hayır” ziyareti: Anadoluyu Vermeyeceğiz!

boğazpınar-4ölçekKaynak: Yeşil Gazete, 24 Nisan 2013
HES mücadelesi Anadolu’nun her karış toprağında devam ediyor. Fındıklı’da, Solaklı’da, Alakır’da, Loç Vadisi’nde ve Boğazpınar’da.

Bu mücadelenin başarılı olabilmesi için tek geçer koşul yerelde yaşayan, kendi toprağına, kendi suyuna, kendi yaşam alanına sahip çıkan bölge halkının gözünü kar hırsı büyümüş sermayeye geçit vermemekte kararlı olması.

Tarsus’un dağ köylerine 23 Nisan Salı günü bir ziyaret gerçekleştirildi. Doğa korumacılar, Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlisi Beyza Üstün, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi eş sözcüsü Sevil Turan, aynı partinin Mersin eş sözcüsü Osman Yılmaz ve KESK Tarım Orkam-Sen Mersin Şubesi’nden Yılmaz Kilim’in de içinde bulunduğu ekip HES mücadelesini yerinde görmek, bölge halkına enerji lazım masalı ardında yatan asıl amacın ne olduğu hakkında ilk elden bilgi vermek üzere Boğazpınar, Oluk Koyağı ve İn köylerinde köylülerle buluştu, onları dinledi, onlara dünya ölçeğinde suyu tahakküm altına almak için sermayenin yürüttüğü akıl almaz dalavereler hakkında bilgi verdi.

Yeşil Gazete olarak bu ziyaretleri sizlere bütün çıplaklığı ile aktarmak üzere biz de onlarla birlikte idik.

Sabah 08:00’de iki araç ile Mersin’den hareket ettik. Tarsus’un dışına henüz çıktığımızda bizi Boğazpınar köyündeki HES karşıtı mücadeleyi ilk günden beri örgütleyen Boğazpınarlı sınıf öğretmeni Ahmet Öztürk ve arkadaşları karşıladı. İlk durağımız köy ziyaretlerinden önce köy muhtarları ve ileri gelenleri ile kavvaltılı bir tanışma sohbeti yapmak üzere bir çay bahçesi idi.

Yöreye özgü endemik mor domatesler eşliğinde kahvaltımızı ederken bir yandan da  Yeni Mahalle elektrik teknisyenleri odası başkanı Murat Özdemir, Boğazpınar muhtarı Tevfik Sarı, Kavaklı muhtarı Erol Bal, Boğazpınar HES karşıtı platform’dan Ahmet Öztürk ve bölge köylerinin diğer ileri gelenlerinden tüm HES hikayesini dinledik.

Gök Hes doğanın kalbine bıçak gibi saplanmış görüntüsü ile Boğazpınarlı köylülerin kanayan yarası
Gök Hes doğanın kalbine bıçak gibi saplanmış görüntüsü ile Boğazpınarlı köylülerin kanayan yarası

Karasu’nun Boğazpınar, Fakılar ve Olukkoyağı köylerinin arasında kalan bölümünde ilk hidro elektrik santral GökHes tamamlanmış ve faaliyete geçmiş. Kendisi de Boğazpınarlı Halil Gök’e ait santral nedeniyle bölge halkı Gök’ten bir hayli şikayetçi. İlk HES’in etkileri ortaya çıkınca ortaya zaten HES direnişi mücadelesi çıkmış. İlki için bizim de hatamız var, kabul ediyoruz diyor köy muhtarları ve ekliyor, “Ama başka bir santrale izin vermemeye kararlıyız. HES’in nelere yol açtığını henüz bilmeyenlere de anlatmak, doğamızın, suyumuzun, nefes alıp verdiğimiz toprağımızın nasıl yok olmaya yüz tuttuğunu anlatmak istiyoruz”

Kahvaltıdan sonra üç araç ile kelimelere dökerek anlatmanın nerdeyse imkansız olduğu doğal güzellikler arasında ilerleyerek önce Boğazpınarı köyü kahvesine ulaştık.

Köy ziyaretlerinde ikinci durak Oluk Koyağı köyü idi.
Köy ziyaretlerinde ikinci durak Oluk Koyağı köyü idi.

Prof. Dr. Beyza Üstün kendi deneyimlerini köylüler ile paylaştı. Bu yapılanların enerji ihtiyacı ile ilgisi olmadığını, tek dertlerinin suyun tahakkümünü ellerine almak olduğunu belirten Üstün, “49 yıllığına tüm suyun kullanım hakkını devletten aldılar. Bu mücadele bugün yarının mücadelesi değil, her zaman tetikte olmalısınız” şeklinde konuştu.

HES şirketlerinin bir ırmağa göz diktiklerinde nasıl aşama aşama hareket ettiğini de Boğazpınarlılar ile paylaşan Üstün, “Önce köy muhtarlarına rüşvet verirler, ardından köy ileri gelenlerini ikna yoluna giderler, köydeki gençlere sigortalı iş vaadinde bulunur ancak üç ayda biten HES inşaatı sonrasında işten çıkartırlar, son olarak kendi çocuklarınızı size karşı santrali savunsun diye güvenlik görevlisi olarak istihdam ederler” diye konuştu.

Yeşiller ve Sol Gelecek eş sözcüsü Sevil Turan ise parti olarak yerelden ve yerinden ilkesi ile hareket ettiklerini. Enerjinin, suyun nerede üretiliyor ya da çıkıyorsa orada tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yeşiller/Sol’un Çevre ve İklim Adaleti’nden söz eden Turan, doğanın haklarına, yerelde yaşayan insanların yaşam haklarına parti olarak sahip çıkmak için mücadele ettiklerinin altını çizdi.

Üstün’ün, “Niye burada eşleriniz, bacılarınız, kızlarınız, kadınlarınız yok. Mücadele edilecekse hep birlikte edilmeli” uyarısından sonra iki kadın, Beyza Üstün ve Sevil Turan köy içine, köyün kadınlarına HES mücadelesini iletmek üzere, gittiler.

Tarsus dağ köylerinden Boğazpınar, Olukkoyağı ve İn köylerinin hepsinde köy halkına tüm içtenlikleri ile HES masalı ardında yatan asıl gayeyi anlatan Üstün ve Turan’ın konuşmalarından sonra üç köyden de gelen ortak tepki, “Bize daha önce bu şekilde anlatılmış olsa idi biz ilk HES’e de müsaade etmezdik” oldu.

Yeşiller/Sol Mersin eş sözcüsü Osman Yılmaz ise HES mücadelesini yakından takip etmek üzere haftalık olarak parti olarak köy ziyareti gerçekleştireceklerini kaydederek, HES’e karşı mücadeleyi yerelde sürdürürken ülke gündemini de konu hakkında sürekli bilgilendirmenin önemine değindi.

Heyet üç köyde köy halkı ile temaslarda bulunduktan sonra “Anadoluyu Vermeyeceğiz!” kararlılığı ile dağ köyleri ziyaretlerini şimdilik kaydı ile sonlandırdı.

Fotoğraflar: Hakan Mert, Alper Tolga Akkuş, Sevil Turan

Haber: Alper Tolga Akkuş