Susuz Yaz! Kabus geri döndü

kuraklik-tarimsal kuraklikKaynak: Farklı Bir Bakış, 19 Ocak 2014

Türkiye son 50 yılın en kurak kışını yaşıyor. Barajlardaki sular bitmek üzere.  Çiftçiler paniğe kapılmaya başladılar. En son 2007 yılında yaşanılan “susuzluk” kabusu geri döndü. Üstelik bu kez durum çok daha ciddi.
Türkiye’de yağış oranının giderek azalmasıyla ortaya çıkan kuraklık tehlikesi günlerdir yetkili isimlerin açıklamalarıyla endişeleri daha da artırıyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da iklim değişiklerinin olumsuz etkilerinin 2014′te yağışlarda yüzde 50′ye varan azalmalar yaratmaya devam edeceği öngörüsünde bulunarak “Anadolu’ya su ihtiyacını karşılamak için yağış lazım. Kışlar ılık ve yağışsız olursa başımız belada” diyor.

İstanbul’da barajların doluluk oranının yüzde 35 seviyesine inmesi “Bu yaz susuz mu geçecek” sorularına neden olurken veriler tehlike çanlarının sadece İstanbul değil tüm Türkiye için hem de geri dönülemez şekilde çaldığını gösteriyor.

Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Sıtkı Erduran, Türkiye genelinde 2013 yılı boyunca düşen yağışa bakıldığında hem ortalamaya hem de 2012 senesine göre ciddi bir düşüş yaşandığına dikkat çekiyor. Erduran, “Şu anda kuraklık zaten var. İklim değişikliği ile birlikte devam da edecek” diyor.

Yağış miktarlarında gerçekleşen endişe verici verileri değerlendiren uzmanların, ‘Bunlar daha iyi günlerimiz’ şeklindeki yorumları önlem alınmazsa uzun süreli bir susuzluk ve kuraklığın kapımızda olduğuna işaret ediyor. “Bu veriler aslında iklim değişimiyle ilgili senaryolarla uygun bir yapı gösteriyor, yağış miktarında gittikçe önemli azalmalar olacağını biliyoruz” diyen Sıtkı Erduran şöyle devam ediyor: “Simülasyonlar yağışlarda azalma olacağını gösteriyor. İklim değişikliğine dair farklı farklı senaryolar var ve bizim şu anda yaşadığımız aslında gidişatın en kötü senaryoya doğru gerçekleştiğini gösteriyor. Önemli değişimler söz konusu… Görüyorsunuz kış mevsimindeyiz ve nasıl geçiriyoruz. Bu nedenle kaynaklarımızı çok akıllı ve tasarruflu kullanmak mecburiyetindeyiz. Şanssız ülkeler durumuna düşeceğimiz çok kesin. Suyu israf etmemeliyiz. Bilinçsiz şekilde ele alınan HES’ler oldukça zarar veriyor. Biz yağış açısından sıkıntılı duruma girerken Suudi Arabistan’da yağışlar önemli ölçüde artacak. Onlar şimdiden yerin altında suyu depolamak için baraj projeleri hazırlamaya başladılar.”

‘Programlar yapılmalı’

İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin İncecik de yağışta görülen azalmanın iklim değişikliğinin bir getirisi olduğu görüşünde. Küresel ısınmanın Akdeniz çanağının kuzeyindeki tüm bölgeyi etkilediğine dikkat çeken İncecik, “Bu çok ilginç ve sadece Türkiye’ye has bir durum değil. Güney Fransa, İspanya ve Yunanistan da şu anda aynı durumu yaşıyor. Türkiye’nin ciddi bir sıkıntı çekmesi, İstanbul’un da son yıllardaki en kurak dönemini yaşaması iklim değişikliğinin sonuçlarından biri. Bir aylık yaşığı bir anda bir günde alma riskimiz de var, uzun süre kuraklık çekme riskimiz de. Kaynaklarımızı dikkatli kullanmalıyız. Kamu kurumları ve belediyeler suyun daha az tüketilmesi konusunda eğitim çalışmaları yapmalı. Televizyonlarda da su kullanımı hakkında eğitici programlara yer verilmeli” diyor.

Trakya’da mevsim normallerinin altında yağış gören çiftçiler kuraklık endişesine kapıldı. Edirne Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz, kentin yaklaşık 30 yıl sonra ilk kez kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı uyarısını yaparak, “Ekili alanların önümüzdeki aylarda yağmur almaması durumunda ciddi sıkıntılar yaşanacak” dedi. Meriç ve Tunca nehirlerinde son 51 yılın en düşük seviyesine inen su nedeniyle yatağında da adacıklar oluştu.

Küresel ısınmanın etkisiyle yağış miktarının azaldığı Edirne’de üreticiler, kuraklık tehlikesi nedeniyle tedirginlik yaşıyor. Yetersiz yağmur, nedeniyle Meriç ve Tunca nehrindeki su seviyesinin mevsim normallerinin yüzde 40 oranında altında olması, yataklarında kum adacıkları oluşturdu. Bölgedeki barajlarda da su seviyesi normalin yüzde 12 altında ölçüldü.

Kocaeli’nde 15, Yalova’da 20 gün yetecek kadar su kaldı!

Yalova Yeşil Körfez Su Birliği Müdürü Salih Kocabaş, “En son 2006 yılında da böyle bir durum yaşanmıştı. Şu an barajdaki su seviyemiz 56 metre civarında olup, 25 günlük su rezervimiz kalmıştır. Bu su rezervini daha dikkatli kullanmak durumundayız. Önümüzdeki kritik süreçte ilgililerin ve vatandaşlarımızın suyu israf etmeden kullanmalarını bekliyoruz” dedi.

Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü İlhan Bayram da Kocaeli’ne su sağlayan Yuvacık Barajı’nda 15 günlük su kaldığını açıkladı.

Sulama barajlarındaki durumun da içme suyu barajlarından çok farklı olmadığı görüldü.

İşletmede olan 204 adet sulama maksatlı barajda doluluk oranı geçen yıl yüzde 50 civarındayken, dün itibariyle 45,5 oldu. Doluluk oranı yüzde 21’lik kritik seviyenin altına inen baraj sayısının ise 54 olduğu bildirildi.

Çukurova son 15 yılın en kurak mevsimini yaşıyor, buğdaylar topraktan çıkamadı

Çukurova’da son 15 yılın en kurak mevsimi yaşanıyor. Kasım ayında buğdayını eken çiftçiler kuraklık nedeniyle büyük mağduriyet yaşarken, bu sene saman sıkıntısının hat safhaya ulaşacağı belirtiliyor.

Türkiye genelinde bu sene büyük bir kuraklık yaşanıyor. 1-Ekim-31 Aralık tarihleri arasında metrekareye ortalama 229 kilogram yağmur düşerken, bu sene 159 kilogram olarak gerçekleşti. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Özekici, inanılmaz bir kuraklık yaşandığını söyleyerek, bu sene Çukurova’da ilk defa buğdayı yeşertmek, çimlendirmek için sulama yapıldığını belirtti. Her yıl bu zamana kadar 3-4 kez yağmur yağdığını hatırlatan Prof. Dr. Özekici, “Ben hiç böyle bir sene yaşamadım. Bu mevsime kadar en az 3-4 kez yağış alarak buğday büyürdü. Bundan 15 gün önce bütün ova buğdayı suladı. İlk defa sulama kanallarına su bırakıldı ve sulama yapıldı.” diyerek durumun vahametini ortaya koydu.

İstanbul için ‘yağmur bombası’ siparişi mi verildi?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a İstanbul’da su sorunun çözülmesi için “Yağmur Bombası” siparişi verilip verilmediğini sordu.

Tanrıkulu, İstanbul’da kış mevsimin yağışsız geçmesi ve kente sağlayan barajlardaki doluluk oranlarının sürekli düşmesiyle ilgili haberlerin medyada yer alması üzerine Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Tanrıkulu Erdoğan’a şu soruları yöneltti:

İstanbul’da başlayan su kesintilerinin sebebi nedir? İstanbul’da bazı semtlerde günde 8 saate yakın su kesintisi olduğu iddiaları doğru mudur? İstanbul’da su kesintilerinin olduğu semtler hangileridir? Su kesintilerinin olduğu iller hangileridir?

– İstanbul’da su kesintileri devam edecek midir? İstanbul’un kaç günlük suyu kalmıştır? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yağmur bombası siparişi verdiği iddiası doğru mudur?

– 2008-2013 arasında yağmur bombaları için yapılan harcama tutarı ne kadardır? Yağmur bombasında sonuç alınmış mıdır?

– Kuzey ormanlarının yok edilmesi sonucu yok olmaya, kurumaya başlayan su havzaları ve dereler hangileridir? Kuzey ormanlarının yok edilmesi sonucu İstanbul su havzalarının tahribata uğradığı ile ilgili bilimsel raporlar var mıdır? Varsa bu raporlar kamuoyuna neden açıklanmamaktadır? Ülke genelinde su kesintilerinin olmaması için alınan önlemler nelerdir?