Kaynak: Pirsus, 21 Şubat 2014
Kışın kurak geçmesiyle birlikte küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliği tekrar gündemdeki yerini artırdı. Değişen iklim koşulları ekonomide de dönüşüm ihtiyacını doğuruyor. Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum sağlayabilmesi için yapılması gereken yatırımların miktarı ise toplam 32.5milyar dolar olarak hesaplandı.
Dünya Bankası’nın iştiraki Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Avrupa Yatırım Bankası’nın (EBRD) hazırladığı “Pilot İklim Değişimine Uyum Sağlama Pazar Çalışması: Türkiye” başıklı rapora göre Türkiye’de iklim değişikliğinin etkileri 2020’li yıllardan itibaren yükselen sıcaklık, kuraklıkta sıklaşma, azalan su, düşen yağış, artan fırtınalar ve seller, denizin kabarması kendini daha fazla hissettirecek. Türkiye’nin de buna uyum sağlaması için yatırım yapması gerekecek. Toplam 32.5 milyar dolarlık yatırımda en büyük pay, 17.3 milyar dolarla bina yalıtımına gidecek. Raporda yatırım dönüşünde kullanılan göstergeler arasında yer alan iç verim oranları da hesaplandı. Verimli su işleme, yeşil çatı ve yağmur suyu toplamda iklim değişikliği karşısında yapılması gereken yatırımlar arasında yer alıyor. Ancak iç verim oranları negatif olarak hesaplandı.
SULAMA 30 YILDA YÜZDE 45 ARTAR
Habertürk gazetesinin haberine göre; Raporda, Türkiye’deki başlıca sektörlerin iklim değişikliğinden nasıl etkilenecekleri ele alındı. Bugüne kadar dile getirilen diğer örneklerde olduğu gibi tarımiçin karamsar bir tablo çizildi. Rapora göre iklim değişikliğine uyumiçin gerekli yatırımlar yapılmazsa Türkiye’de tarımüretiminde 2015’ten itibaren hissedilir oranda düşüşler yaşanmaya başlanacak. Mevcut tarımsal üretimin korunması için gelecek 30 yılda sulama ihtiyacı yüzde 45 artacak. Oran, bu yüzyılın sonunda yüzde 60’a ulaşacak. Delta alanlarında tarımsal üretimin zorlaşacağı anlatılan raporda başta İklim Değişikliği Stratejisi EylemPlanı olmak üzere kamu kurumlarının küresel ısınmanın etkilerine yaklaşımı övülüyor.
10 İL ISI ADALARINA TESLİM OLACAK
Sıcaklığın bir şehir debulunduğu bölgeye göre daha yüksek olmasına neden olan ısı adası, son dönemde İstanbul’la ilgili sık sık gündeme geldi. Ancak iklim değişikliğinin etkisi arttıkça Türkiye genelinde 10 ilde ısı adaları sıcaklığın daha da fazla artmasına neden olacak. Bu iller İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Malatya, Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa olacak. Söz konusu 10 şehir, Türkiye’de başta klimalar olmak üzere soğutma sistemlerinin enfazla talep gördüğü merkezler olacak. Rapora göre depreme karşı kentsel dönüşüm beraberinde iklim değişikliğine uyum sağlayacak binaların inşasınıda sağlayacak. Hızlı büyüyen şehirlerin de bina stoklarına iklim değişikliğe uyumlu binaları ekleme fırsatı bulunuyor. Rapor, özelikle Gaziantep’in bu yönde pilotprojeleri bulunduğuna dikkat çekiyor.
TURİSTİK YERLER BUNDAN ZARAR GÖRECEK
İklim değişikliği turizm sezonunu uzatacak. Daha fazla turist ilk başta sektörün yararına gibi görünüyor. Ancak su, yalıtım, fırtına-sele karşı korunma, eski tesisleri değişen iklim koşullarına göre yenileme mecburiyeti turizmcilerin maliyetlerini artıracak. Deniz seviyelerindeki değişim Boğazlara da zarar verecek. Dolmabahçe ve Beylerbeyi saraylarıyla, Ortaköy ve Dolmabahçe camileri gibi turistik çekim alanları bundan zarar görecek.
TERMİK SANTRALLERİ SOĞUTMAK İÇİN SU BULUNAMAYACAK
Rapor çeşitli sektörlerin nasıl etkileneceğinin profilini de çıkardı. Enerjide hidroelektrik santrallar düşen su seviyeleri, büyük seller, artan heyelan ve topraklanmadan etkilenecek. Termik satrallarda hem sıcaklığı artan hem de miktarı azalan soğutma suyu nedeniyle verimlilik düşecek. Elektrik dağıtım şebekeleri ısı dalgaları, seller ve şiddetli rüzgârdan zarar görecek. Lojistik sektörü gıda dağıtımı için daha fazla soğutma depolama yatırımı yapacak. Bazı bölgelerde yollara ısıya karşı dayanıklı kaplama malzemeleri döşemek gerekecek. Hayvancılık sektöründe de kaliteli ürün sorunlarıyla karşılaşılacak. İmalat sanayi iklimlendirme, enerji ve su verimliliği yatırımları bakımından büyük fırsatlarla karşılaşacak. Ancak kimya, metal işleme ve tekstil, su kıtlığı nedeniyle zorluklar yaşayacak. Bu sektörlerde faaliyet gösteren firmalar yeni üretim teknolojileri yatırımları yapmak
HAZIRLIĞI İKİ YIL SÜRDÜ
Çevre Bakanlığı’nın desteğiyle IFC ve Avrupa Yatırım Bankası tarafından hazırlanan raporun hazırlığı iki yıl sürdü. Rapor, önümüzdeki günlerde açıklanacak.
EKSİLER ARTILARI KATLIYOR
ZAYIF YÖNLER
*Dış mekânlarda çalışanlarda ısı kaynaklı stres artacak.
*Soğutma sistemlerine ve enerjiye talep yükselecek.
*Tarımsal verimlilik ve buna bağlı kârlılık azalacak.
*Tarım işletmelerinde maliyetler artacak.
*Gediz, Sakarya, Fırat ve Dicle havzalarında su sıkıntısı görülecek.
*Kurak dönemlerde su tüketimi sınırlanacak.
*Sigorta primleri zamlanacak.
GÜÇLÜ YÖNLER
*Ülkenin bazı bölgelerinde tarım sezonu uzayacak. Geçiş ayları olarak bilinen dönemde de tarım yapma imkânı bulan çiftçiler olacak.
*Kışları ısınma maliyeti düşecek. Buna bağlı operasyonel maliyetler azalacak.
*Ülke genelinde yağışlar düşecek olsa da Kuzeydoğu Anadolu’da bir miktar artacak.