Kaynak: Tümay Tuğyan, diken, 20 Kasım 2015
Türkiye’den Kıbrıs’a borularla su taşınması, suyu kimin yöneteceği ve dağıtacağı sorununun aşılamaması nedeniyle Türkiye ile KKTC arasında krize dönüşüyor.
Ekim ayında Anamur ve Girne’de düzenlenen gösterişli törenlerle açılan vanalar, henüz Kuzey Kıbrıs’taki musluklara su akıtmaya başlayabilmiş değil.
Şu ana kadar zaten son derece kısıtlı bir miktarda gönderilen ve son bir haftadır akışı tamamen durdurulan su, KKTC’de toplandığı Geçitköy barajında beklemede.
Türkiye adını koymadan dayatıyor
Her ne kadar resmi anlamda doğrudan böylesi bir tavır ilan edilmemiş olsa da, Türkiye aslında çok net bir biçimde meseleyi,‘Suyun işletmesini size devretmeyiz. Ya bizim istediğimiz şekilde suyun yönetimi özel bir şirketin elinde toplanır ya da suyu akıtmayız’ demeye getiriyor.
KKTC hükümeti ise Türkiye’nin ‘özelleştirme’ önerisine sıcak bakmıyor. Hükümet, iki basamaklı bir su yönetimi öneriyor: Yasası hazırlanan ‘Su Kurumu’nun, su kaynaklarının genel dağıtımını yöneterek ana hatların idamesini yürütmesi, suyun dağıtımının ve tahsilatının da, Kuzey Kıbrıs’ta belediyelerin idaresinde kurulan özerk yapı BESKİ (KKTC Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İşletmeleri) tarafından üstlenilmesi.
BESKİ Direktörü Benli: Daha çok fakirleşme istemiyoruz
BESKİ Direktörü ve Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Benli suyun özelleştirilmesinin yeni bir ekonomik kayıp yaratacağı görüşünde. Benli, Havadis Gazetesi’ne, “Bu kaynak yurt dışına çıkmamalı. Daha çok fakirleşme yaşanmasını istemiyoruz. Suyun özelleştirilmesinin ülkedeki kaynağın yurt dışına çıkması anlamına gelecek. Bu da hem belediyeler hem de devlet için ciddi ekonomik sıkıntılar yaratır” dedi.
Türkiye ile KKTC arasında imzalanan Ekonomik Program’da suyun yönetimine ilişkin öngörülen modellerin, KKTC’nin öngördüğü modelle uyumlu olmadığı yönündeki iddialara karşılık olarak ise Benli, söz konusu anlaşmanın BESKİ için bir zemin oluşturduğunu, anlaşmanın BESKİ ve benzeri modelleri reddetmediğini belirtti.
DSİ Kıbrıs Proje Müdürü: Su akmaya devam ediyor
Kuzey Kıbrıs basınında dün çıkan ve bugün Türkiye basınına da yansıyan ‘Türkiye vanayı kapattı, bir haftadır su akışı yok. Barajda biriken su da denize boşaltılıyor’ yolundaki haberler üzerine konu bir kez daha gündeme otururken, DSİ Kıbrıs Proje Müdürü Birol Çınar, bu iddiaları yalanlayarak, “Su yedi gün 24 saat kesintisiz akmaya devam ediyor” dedi.
Kıbrıs Postası’na konuşan Çınar, “Suyun kapatılması gündemde bile değil, her şey planlandığı şekilde ilerliyor” derken, öğlen saatlerinde TC Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan da söz konusu haberle ilgili yalanlama geldi.
Bakanlık: Rutin işlem
Bakanlık açıklamasında, “İşletme hususundaki anlaşmazlık sebebiyle vanaların kapatıldığı iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Bu, rutin olarak yapılan ve bütün test işlemleri tamamlanana kadar da zaman zaman yapılacak bir işlemdir” denildi.
Kamuoyu ikna olmuyor
Ancak tüm bu açıklamalar, Kuzey Kıbrıs’ta kamuoyunu ikna edebilmiş değil. Birçok farklı kaynak işin renginin aslında öyle olmadığı görüşünde.
Hükümetler görüşecek
KKTC hükümeti de suyun yönetimi konusunda yaşanan sorunun giderilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Başbakanı Ömer Kalyoncu bugün Yenidüzen Gazetesi’ne verdiği söyleşide, suyun yönetimi konusunun Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile masaya yatırılacağını, bunun için Türkiye hükümetinin kurulmasının beklendiğini söylüyor.
KKTC hükümetinin küçük ortağı UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün de dün Diyalog Gazetesi’ne, “Kısa süre içerisinde bu konuyu Türkiye ile de görüşerek halledeceğiz. Bizim hükümet ortakları olarak ufak tefek farklılıklar dışında bir görüş ayrılığımız yok. Türkiye ile de konuşulunca bu sorunu çözeceğiz düşüncesindeyim” demişti.
Güven sorunu
Sorun nasıl aşılır ve su Kıbrıslı Türkler’in depolarına ne zaman düşmeye başlar belli değil ancak belli olan bir şey varsa, o da ‘Barış Suyu Projesi’nin daha tam anlamıyla hayata dahi geçmeden, Kıbrıslı Türklerle Türkiye hükümeti arasında ciddi anlamda bir güven sorunu yaratmış olduğu.
Türkiye eski içişleri bakanı, AK Parti Bursa milletvekili Efkan Ala’nın, 7 Kasım seçimleri öncesinde yaptığı bir seçim konuşmasında sarf ettiği şu cümle hala akıllarda: “Biz Kıbrıs’a denizin altından nehir götürdük. Bu Kıbrıs’ta bizim elimizi çok güçlendirdi. Şimdi Kıbrıs’ta kozlar bizim elimize geçti. Şimdi onlar bize mahkum.”