Su Hakkı Kampanyası olarak 22 Mart Dünya Su Günü’nde “su hakkımızı elimizden alan su şirketlerinin ve devletlerin değil, halkların Dünya Su Günü kutlu olsun!” dedik.
Düzenlediğimiz ilk etkinlik, Bottled Life – Şişelenmiş Hayat belgesel filminin Türkiye’deki ilk gösterimiydi. Ambalajlı su sektörünün tartışmasız devi Nestle’nin su ticaretini ve bunun dünya halklarına neler çektirdiğini anlatan filmin ardından, Galatasaray Lisesi’nin önünde basın açıklaması düzenledik. Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) Kurucu Başkanı Nusret Türkkan, HDP Beyoğlu İlçesi Eşbaşkan adayı Korhan Gümüş, Karaburun Kent Konseyi’nden Aydın Çetinbostanoğlu , DSİP Eş Başkanı Şenol Karakaş ve 60 aktivistin katılımıyla yaptığımız açıklamayı, Su Hakkı Kampanyası Koordinatörü Nuran Yüce okudu. Açıklama şöyleydi:
“Musluktaki temiz suyumu geri ver!”
22 Mart 2014, İstanbul
Değerli basın emekçileri,
Su, bütün insanların, tüm canlıların ve gelecek nesillerin yaşam kaynağıdır. Yeterli miktar ve kalitede suya erişim bir haktır. Ancak Dünya Su Günü’nü kutladığımız bugünde su, neo-liberal politikalarla birlikte bir yaşam hakkı olmaktan uzaklaşıp, endüstriyel tarımın, sanayi ve enerjinin hammaddesi haline getirilmiş durumda. Bu nedenle sınırlı olan bu yaşam kaynağına erişim tüm canlılar için gün geçtikçe kısıtlanıyor.
Dünya Su Günü’nün bu seneki başlığı “Su ve Enerji”. Hali hazırda enerji üretim sistemlerinin yüzde 90’ı yoğun olarak su kullanıyor. 2035’e kadar küresel enerji kullanımının yüzde 50, su tüketiminin ise yüzde 85 oranında artması bekleniyor. Her yıl yaklaşık olarak 18 milyar metreküpe yakın tatlı su varlığı fosil yakıt üretiminden dolayı kirleniyor. Türkiye’de ise son kırk yılda 40’tan fazla göl kurudu. İklim değişikliği, kuraklık ve susuzluğun lokomotifi Türkiye’nin kalkınma, büyüme, enerji, güvenlik ve hegemonya hedefleridir. Daha bu hafta içinde yürürlüğe giren “Milli Parklar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ülke topraklarının ancak yüzde birini oluşturan milli parkları da kullanıma açıyor. “İçme suyu ihtiyacı” adı altında kullanıma açılacak milli parklar su krizini daha da büyütecek. Mega projelerden biri olan Üçüncü Havalimanı ise 70 gölet ve ormanlık alanı hafriyatla dolduracak. Bütün bu olumsuz gelişmeler, içinde bulunduğumuz su krizini çözmek bir yana daha da derinleştirecek. Oysa su ve orman gibi yaşamsal varlıklardan bizlerin ve gelecek kuşakların faydalanabilmesinin tek koşulu bu varlıkların kullanıma açılması değil, korunmasında yatıyor.
Su kısıtlı hale geldikçe, yoksullar ve gelecek nesiller aleyhinde bir ekolojik adaletsizlik giderek büyüyor. Bu adaletsizliği ortadan kaldırmanın yolu biz %99’un elinde; su krizi ve iklim kriziyle beslenen şirketlerin ve onların sözcülüğünü yapan devletlerin değil. Su, ticari bir ürün değildir. Su yaşayan ve yaşatan bir varlıktır. Su, adaletsiz bir paylaşımın nesnesi olamaz; hepimizin mirasıdır ve gelecek nesillere aktarılmalıdır. Su geleceğimizdir. Geleceğimizi su satışından kâr eden sermaye odaklarının ve bu odakların işini kolaylaştıran devlet kurumlarının ellerine bırakamayız.
Kuraklıktan muzdarip Türkiye’de yetkililer daha fazla baraj yapmaktan, daha fazla su taşıma hattı inşa etmekten başka çözüm üretmiyor. Yağış olmazsa ne barajlar dolar, ne de boru hatlarından su akar. İklim değişikliğini hesaba katmadan kuraklıkla mücadele olamaz.
Hem iklim değişikliğini durdurmak hem de su krizine çözüm oluşturmak için hükümetten İklim değişikliğine neden olan fosil yakıtların kullanımına son vermesini istiyoruz.
Su krizini piyasa koşulları içinde metalaştırarak, suyun fiyatını arttırarak, özelleştirerek, yerel yönetimleri ticari işletmeler haline dönüştürerek çözeceğini iddia eden anlayışı reddediyoruz. Su varlıkları kamusal varlıklardır, su hizmetleri de kamusal hizmet alanı içinde verilmek zorundadır.
Suyun hem adil paylaşımı, hem de korunması noktasında yerel yönetimlere de büyük görevler düşmektedir.
Adil su paylaşımı konusunda, yerel seçimler öncesinde belediye başkanı adaylarından, her şeyden önce su hakkını tanımalarını istiyoruz. Temel ihtiyaçları karşılayacak miktar ve kalitede suya erişim haktır. Dolayısıyla belediyeler, hanedeki kişi sayısını hesaba katarak temel ihtiyaçlara yetecek miktar ve kalitede suyu ücretsiz vermelidir. Bu miktar aşıldığında, kullanılan suyun tamamı ücretlendirilmelidir. Bu yöntem hem suyun tasarruflu kullanılmasını hem de suya erişimdeki adaletsizliği ortadan kaldıracaktır.
Musluklardan temiz ve içilebilir su akması için, bütün su hizmetleri altyapısının kamu kaynakları kullanılarak iyileştirilmesi gerekir. Yaşam hakkının vazgeçilmez parçası olan su hakkını yok saydığı için, ön ödemeli su sayacı uygulamasının ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz. Ekolojik ayak izi çeşme sularına göre kat be kat fazla olan ambalajlı suların azaltılması için kamu alanlarında ambalajlı su satışının engellenmesini, evlerimizin musluklarından içilebilecek temiz ve kaliteli su akmasını istiyoruz. Sosyal yaşamın birleştirici öğesi ve suya ücretsiz erişimin sembolü olan sokak çeşmelerinin tekrar hayata kazanmasını talep ediyoruz.
Suyun korunması konusunda belediyeler, iklim değişikliğiyle uzun erimli mücadele için de gereken adımları atmalıdır. Daha fazla raylı daha fazla bisiklet ve yürüyüş yolları istiyoruz. Sokak aydınlatmalarından, kamusal binaların aydınlatma ve ısınma sistemlerine kadar mümkün olan her alanda yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalıdır. Enerji verimliliği ve tasarrufu için başta binaların yalıtımı olmak üzere her alanda önlemler alınmalıdır. Var olan yeşil alanların mutlak koruma altına alınması ve artırılmasını gerekir. Kentsel yerleşimin, kentin ekolojik eşiklerini (hava, su ve toprak) dikkate alarak şehrin iklimini değiştirmeyecek şekilde düzenlenmesini istiyoruz.
Dünya Su Günü, çocuklar için suyla ilgili resim yarışmaları düzenlemek, suya şiirler yazmak değildir. Bu önemli günde konuşmamız gereken suyun adil paylaşımını, korunmasını ve yarınlara aktarılmasını nasıl sağlayacağımızdır.
Bunun içinde İnsani ve ekolojik kaygıların mutlak ve mutlak olarak ekonomik kaygıların önünde tutulduğu bir başka dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz, bunun için mücadele edeceğiz. Su hakkımızı elimizden alan su şirketlerinin ve devletlerin değil, halkların Dünya Su Günü kutlu olsun!
SU HAKKI KAMPANYASI
22 Mart 2014
0212 292 23 39