Kaynak: Cihan, 24 Ağustos 2015
CHP Bafra İlçe Başkanı Nihat Oktay, tepesinde iki baraj bulunan Bafra Ovası köylerinin su sıkıntısı çekmesinin anlaşılmaz olduğunu söyledi. Oktay, “Büyükşehir Yasası diye bir yasa çıkardılar. Sözde köylü hizmet alacaktı; hizmeti bırak her şeye vergi ve ücret konuldu, köylerin geliri büyükşehirlerin hizmetine sunuldu.” diye konuştu.
Bafra Ovası’nda bulunan köylerin susuzluk çekmelerinin kabul edilemez bir durum olduğunu anlatan Oktay, bundaki en büyük sorumlunun ‘Büyükşehir Yasası’ olduğunu öne sürdü. “Yasayla birlikte bize dediler ki ‘Köyünüzü mahalle yaptık artık şehirliler gibi yaşayacaksınız’ İlçe belediyeleri ve eski köy kanunları bertaraf edilip ilçelerimizi ve köylerimizi büyükşehire bağladılar.” açıklamasını yapan Oktay, “İşte bu bağlamayla birlikte köylerimizi şehir eşkıyaları bastı. Bina yapacaksın, olmaz, büyükşehirden izin alacaksın. Ahır, kümes, samanlık ve benzeri kuruluklar yapacaksın, doğru büyükşehire. Vergiler, harçlar, haraçlar, ortak kullanım alanları, meralar, doğruca büyükşehire. Zaten, doğru dürüst geçinemeyen köylü kardeşlerimiz, verdiği bu vergilerle ezildikçe eziliyor, mahsulünü sattığı hali elinden alındı, kısaca gelir getiren ne varsa hepsi büyükşehirin hizmetine sunuldu. Peki senin verdiğin vergilerle sana ne getirildi? Yolların mı yapıldı; yok, camin mi onarıldı; yok, okulun mu yapıldı; yok, peki biz köylü olarak bu işten ne kazandık, koskocaman bir hiç. Bizim paralarımız büyükşehirin imarı için harcanıyor. ” diye konuştu.
“4-5 METRE’DEN SU ÇIKAN OVADA SUSUZLUK YAŞANIYOR”
Bafra Ovası köylerinin susuzluk yaşayacak en son yerlerden birisi olduğunu kaydeden Oktay, yer altı sularının 4-5 metre olduğunu ancak plansız uygulamaların vatandaşa susuzluk olarak yansıdığını kaydetti. Oktay, şunları kaydetti: “Köylerde bir aydır doğru dürüst sular akmıyor. Neden? Bilen yok. İki barajı ile 4-5 metre derinlikten su çıkan, iki barajı olan Bafra ovasında köylümüz susuzluk çekiyor. Niye diye soruyorsunuz? Efendim yaz mevsiminde içme suları tarımsal amaçlı kullanılıyormuş. Peki sayın SASKİ, sen ne işe yarıyorsun? Köylü senin sularını mı bekleyecek? Niye devraldınız, köy içme sulama birliklerini. Onlar köylünün alın teriyle kurulmuş birliklerdi. İyi-kötü suları da kendileri getirip akıtıyorlardı. Birliklerin araçlarını aldınız, binalarını ellerinden aldınız. Hani hizmet? Sular neden akmıyor? siz eşkıya mısınız kardeşim?”
“SULAMA SUYUNDA DA SORUN YAŞANIYOR”
İçme suyu gibi tarım alanlarında kullanılan sulama sularının da sıkıntılı olduğunu iddia eden Oktay şöyle devam etti: “Sulama birlikleri içme sularından daha berbat. Onun da ne olduğu belli değil. Sulama kanaletleri yapıldı, iki yıldır daha bir damla su akmayan bölgeler var. Ondan sonra birlik efendileri akmaya sular için dekar başına ver 30 lira, ver 50 lira eşkıya gibi köylünün başına dikiliyor. Köylü ne yapsın, tarlasına su gelmeyince ya sondajdan (yeraltından) ya da Kızılırmak’tan kendi imkanlarıyla mahsulunu sulayacak, hayatını devam ettirecek. Onun da hemen başına birlik dikiliyor. Olmaaz, ona da para ödeyeceksin, yerin altında ne varsa hepsi benden sorulur ver parasını. Sen Deli Dumrul musun, kardeşim.”