Kaynak: Hürriyet, 31 Ekim 2015
İsrailli ünlü ekoloji uzmanı Prof. Uriel Safriel, iklim değişiklikleri konusunda geç kalınmadığını savunarak, “Mevcut sistemi eski haline döndürmemiz lazım. Sanayi devriminden önceki haline dönmese de 1990’lardaki haline 100 yıl içinde dönebiliriz. En büyük başarısızlık, sera gazını azaltma konusunda. Bunun nedeni de fosil yakıtlar. İçtiğimiz su için dahi temel sera gazları doğaya salınıyor. Şu anda ekonomi ve günlük hayat, fosil yakıtların kullanımına bağlı ve bağımlı hale geldi” görüşünü dile getirdi.
Safriel, iklim değişiklikleri ve insanları endişelendiren doğa olaylarının önümüzdeki yıllardaki seyrini şöyle anlattı:“İklim değişikliğinde tartışmalar var. Bu konuda BM bünyesinde bağımsız bir heyet kuruldu ve iklim değişikliği çalışmalarını incelediler. Grubun adı İklim Değişikliği Üzerine Devletararası Panel idi ve ‘Çok hafif bir küresel sıcaklık artışının olduğu bunun da iklim değişikliğine yol açacağı’ sonucuna vardılar. Peki bu sıcaklık artışına ne yol açıyor; 5 yıllık bir çalışmanın sonucu olarak insan aktivitelerinin de rolü olduğu görüldü. Önümüzdeki yıllarda ortalama sıcaklıkların daha yüksek olduğu bir iklim söz konusu olacak.
TÜRKİYE’NİN ŞANSI
Yazın daha sıcak, kışın daha ılık olmasından bahsetmiyorum. Aşırı klimatik olaylarda sıklık artışı yaşanacak. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede ise mevcut problemlerin etkisi artacak. Bunların temelinde kuraklık geliyor. Halen kuraklık çeken yerlerde uzun süreli ve etkili kuraklık olacak.
Kuraklık yaşamayan yerlere de bu etki yansıyacak. Seller ve orman yangınları da artacak. Bir şey yapılmazsa bu sorunların etkileri artarak devam edecek. Ne yapılmalı? Mevcut sera gazı salınımı azaltılmalı. Atmosferdeki sera gazını da toprağa hapsetmek gerekiyor. Sera gazı salınımını azalttığımız halde dahi, doğanın orjinal haline dönmesi belli bir süreç alacak. Bu durumda da iklim değişikliğine adapte olmamız gerekiyor. Bu ortamda Türkiye’nin şansı ve şansızlığı göreceli. Su idaresi iyi ve suyu var. Toprak yapısı da ağaçlarla kaplı. Bunlar Türkiye’nin şansları.
Hep kötü şeylerden bahsettik. Ama yapılabilecek şeyler var. Enerji kullanımını daha efektif hale getirmek… Mesela araba kullanmayı azaltmak, yakıt masrafıyla birlikte sera gazlarının salınımını da azaltır. Ayrıca devletlerin yenilenebilir enerji için araştırma ve geliştirmeye yönelmesi gerekir. Türkiye’de güneş enerjisi panelleri gördüm. Bu kapsamda nükleer enerjiye de evet ama riskleri var. Çatılara güneş enerjisi panelleri yerleştirmenin riskleri yok ama nükleer enerjinin riskleri var.
TARIM DA ZARAR VEREBİLİR
Tarıma da bakmak gerekiyor. Eğer toprak uygun olmayan şekilde kullanılırsa bu da sera gazı emisyonuna yol açıyor. Bir diğer konu sera gazı salınımına yol açan gübre kullanımı. Bu çeşit uygunsuz yöntemler hem çiftçiler için hem de doğa için zarar. ”