Umulmadık bir anda başlayan beş dakikalık bir yağmur, Ranchería nehrinin kavrulmuş yatağına alay edermiş gibi yağıyor: tombul yağmur damlaları toprağa sağanak halinde düşüyor fakat neredeyse düşer düşmez buharlaşıyor. Yakınlardaki genç bir kız ve erkek çocuk birkaç parça giysiyi yıkamak için derme çatma bir kuyudan kepçelerle çıkardıkları bulanık yer altı suyuyla bir çanağı doldurmaya çalışıyor.
Ranchería nehri on yıllarca süren aşırı kullanım, Kolombiya’nın en yoksul ve unutulmuş bölgelerinden biri olan Guajira kentinde kamu kaynakları üzerinde yapılan yolsuzluk ve üç yıl süren yoğun kuraklıktan sonra kurudu. Ekinler zaten çok önceden kurumuştu. Bebekler gıdasızlıktan ölürken hayvanlar susuzluktan bir deri bir kemik kalıyor.
Tam da böyle zamanlarda bölgedeki konjonktürel kuraklığın etkilerini hafifletmek ve bölge halkının su ihtiyacını karşılamak için El Cercado barajı inşa edilmişti. El Cercado barajına girişte, büyük bir reklam panosunda şöyle yazıyor “Buradan Guajira’nın geleceği olan su akacak.”
Projenin orijinalinde tarım için su hizmeti verecek olmasının yanı sıra dokuz belediyenin su kemerlerine de su tedarik edecek bir barajın inşa edilmesi öngörülüyordu. Ancak bu projeyi gerçekleştirecek borulardan hiçbir sonuç alınamadı. “Borular şu ana kadar hiçbir yerle bağlantı kurmadı” diyor kentin içme suyu ofisinden Octavio Calderón.
Rezervuarın şu an kapasitesinin % 40’ı dolu durumda bulunuyor. Yerel makamlar, su arzını garanti altına almak için barajdan geçen nehir suyunun akımını kontrol ediyorlar. Ancak su pirinç tarlalarına ve hayvanların otlaklarına hiç uğramıyor. Guajira’nın ortasına, yerli nüfus olan Wayuuların çoğunlukla yaşadığı yere, ulaştığında ise Ranchería’da tek bir damla bile yoktur.
“Nehir üzerinde çok fazla talep var. Suyun nasıl kullanıldığı konusunda ise çok az kontrol var,” diyor Calderón.
Javier Rojas,Wayuu Shipia adındaki yerlilere ait bir derneğin lideri, meseleyi çok daha açık bir şekilde ortaya koyuyor: “Baraj yüzünden Wayuular susuzluktan ve açlıktan ölüyor”.
Resmi rakamlara göre, 2013’te 26, 2014’te 48 ve 2015’in ilk altı ayında 11 çocuk La Guajira’da gıdasızlıktan öldü.
Ancak Rojas gerçek rakamların çok daha yüksek olduğunu söylüyor. Şubattan bu yana en az 25 çocuk ölümünün gerçekleştiği konusunda kesin bilgiye ulaştığını söylüyor. Onun hesaplarına göre geçtiğimiz üç yılda en az 400 çocuk öldü. “Haftalık düzenli olarak en az üç çocuğun öldüğüne dair bildirimler alıyorum,” diyor.
En son rapor Hirtú köyünden gelmiş. 6 Haziran’da iki aylık bir çocuk, Chepe Uriana, kötü beslendiği için hastanede tedavi altına alınmasının ardından annesiyle birlikte köyüne gönderildikten sonra yaşamını yitirmiş.
2014 yılındaki raporda ülkenin insan hakları ombudsman ofisinden bir yetkili şöyle diyor: “La Guajira’da pek çoğu Wayuu olan çok sayıda çocuk yüzde yüz tedavi edilebilecek hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi.”
Binlerce insan ise çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Nuevo Ambiente köyünde, genç bir kadın erkek kardeşinin başından bir tas suyu azar azar döküyor. David 3 yaşında fakat yürümeyi ve konuşmayı bilmiyor. Kötü beslenme nedeniyle büyümesi durduğu için 6,7 kg geliyor ve 5 aylık bir bebeğin giyebileceği boyutlarda bir bebek bezi giyiyor. Anneannesi olan Alcira Epieyú’ye göre David’in durumu düzeliyormuş. Birkaç ay öncesine kadar, yeni doğmuş bebeklerin giydiği çocuk bezlerinden giyiyormuş.
Rosa ise hayatta kalmayı başarabilmiş şanslı çocuklardan biri. Geçtiğimiz iki hafta boyunca, o ve annesi Aines Guajira’nın merkezinde Beslenme Bakım Merkezi’ndeydi. Rosa altı aylık bir çocuk gibi gözüküyor ama Aines 16 aylık olduğunu söylüyor. Gelişimi Guajira’nın üst bölgesindeki köylerinde gıdasızlık ve susuzluk nedeniyle yavaşlamış. Aines doktorların kuyulardan çekilen suyun içmek için güvenilir olmadığını söylemiş. “Su yoksa elimizden ne gelir?” diye soruyor Aines küçük Rosa’yı kollarında tutarken.
Kaynak: The Guardian