Su Hakkı Kampanyası olarak suyun enerji alanında (HES, nükleer, termik santraller) kullanımının yarattığı sorunları uzun süreden beri dile getiriyoruz. Bu enerji alanlarının en sorunlu olanı ise kömür. Su, kömürün yıkanmasından taşınmasına kadar birçok alanda kullanıyor ve bütün bu kullanımı sırasında kirleniyor, tükeniyor.
Kömür sadece su varlıklarını tüketip kirletmiyor, aynı zamanda bir fosil yakıt olarak iklim değişikliğini şiddetlendiriyor. Bilim, tartışmasız biçimde iklim değişikliğine yol açan en önemli etkenler arasında kömürü gösteriyor.
Kömürün, bütün bu olumsuz sonuçları bilinmesine rağmen kullanımına devam etmek, daha fazla kullanılması için teşvik etmek, cinayetten başka bir anlama gelmiyor.
Cinayetten başka bir anlama gelmediğini, çok acı bir olayla Soma’da yaşanan madendeki ölümlerle bir kez daha gördük. Madende hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Acımız büyük, ama acımızın yanında öfkemiz de çok büyük. Bu cinayetten sorumlu olanların istifa etmelerini ve derhal adalet önüne çıkarılmalarını talep ediyoruz.
Türkiye’nin yerli tüm kömür ve linyit kaynaklarının yüzde yüz kullanımını hedeflemek, bu hedef doğrultusunda 80’e yakın termik santralin yapımına izin vermek bu cinayetlere zemin hazırlamıştır. Özelleştirme, taşeronlaştırma ve iş güvenliğinin ayaklar altına alınması Türkiye’yi hem karbon salım artış oranlarında hem de işçi ölümlerinde dünyada birinci sıraya taşıdı.
Soma’da yaşanan ne kader ne de kazadır!
İnsanlar yerin yüzlerce metre altında, iş güvenliği hiçe sayılarak, düşük ücretlerle çalışmaya mahkûm bırakılmaktadır. Madenlerde çalışan tüm işçilere başka alanlarda istihdam garantisi verilerek tüm kömür madenlerinin kapatılması, hem iklim değişikliğini durdurmak hem de işçi ölümlerinin önüne geçmek için atılacak ilk adımdır.
Su Hakkı Kampanyası olarak tüm su hakkı aktivistlerini, iklim adaleti aktivistlerini, emekten ve özgürlükten yana olan herkesi doğayı ve insanları öldüren bu kirli enerjiye karşı mücadeleye çağırıyoruz.
Su Hakkı Kampanyası
15:05.2014
